Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/17763 E. 2015/21155 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17763
KARAR NO : 2015/21155
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 1983-1985 yılları arasında 13-15 ay kadar davalı işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile reddine ilişkin önceki kararı davacı tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işveren nezdinde; 24/01/1984-31/12/1985 tarihleri arasında ayda 30 ar gün üzerinden ve aylık ücret olarak asgari ücretle sigorta kapsamına girecek şekilde hizmetinin bulunduğunun tespitine, davacının fazlaya dair taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet tespitine yönelik talebinin hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı ve çalışma olgusunun yöntemince araştırılıp araştırılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı tarafından davalı işverenin Libyadaki işyerinde tarktörcü olarak çalıştığının iddia edildiği, davacı adına davalı işveren tarafından işe giriş bildirgesinin verilmediği ve nizalı dönemde davalı işveren tarafından Kuruma bildirilen herhangi bir çalışma bulunmadığı, davacı tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı yasanın 79/8 maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür.

Somut olayda, davacının 1983-1985 yılları arasında davalı işveren yanında geçtiğini iddia ettiği çalışmalarının; işe giriş bildirgesinin düzenlenmemesi ve kuruma herhangi bir şekilde hizmet bildirimi, ücretlerinden …. ‘ya prim kesilmesi de söz konusu olmaması, yönetmelikte belirtilen belgelerin bulunmamasına göre, hizmet tespiti isteminin dava tarihine göre hak düşürücü süreye uğradığı açıktır. Kaldı ki; davacının yabancı ülkeye sürekli işçi olarak gönderilmiş olduğunu belirten beyanı karşısında, Libya ile Türkiye arasında akdedilmiş sosyal güvenlik sözleşmesi ve dosya kapsamına göre topluluk sigortası da bulunmamaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan …..iadesine
26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.