Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/17273 E. 2015/22683 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17273
KARAR NO : 2015/22683
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/05/2015
NUMARASI : 2014/71-2015/296

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01/10/1987 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı Ş.. G.. yönüden açılan davanın atiye terk edilmesi nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer almadığında, diğer davalı Kurum yönünden ise davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işveren tarafından davacı adına düzenlenmiş 01.10.1987 tarihli işe giriş bildirgesinin 12.01.1988 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal ettiği, bordroların alındığı ancak bordro tanığının dinlenmediği ve mahkemece davacı adına davalı işveren tarafından resimli, imzalı işe giriş bildirgesinin düzenlenmiş olduğu ve Kurumca işleme alındığı, bu giriş bildirgesi ile verilen sigorta sicil numarasının sonraki çalışmalarında da kullanılmaya devam ettiği ve aradan geçen 28 yıllık süreçte toplanılabilen tüm deliller itibarıyla davacının davasının ispatlandığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yeterince araştırılmadan, uyuşmazlık konusu dönemin tamamını kapsar şekilde bordro tanıkları araştırılıp dinlenmeden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yapılacak iş; mahkemece nizalı döneme ait dönem bordroları davalı Kurumdan celp edip, uyuşmazlık konusu dönemin tamamında çalışmış bordro tanıklarını tespit ederek dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, S.. S.. ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.