Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/17144 E. 2016/1121 K. 04.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17144
KARAR NO : 2016/1121
KARAR TARİHİ : 04.02.2016

Davacı, Türkiyede sigortalılık başlangıç tarihinin Almanya’da sigortalı olarak başladığı tarih olduğunun tespitiyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Dava, davacının Almanya’da sigortaya tabi olduğu 15.07.1974 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Almanya’da 19.05.1970 tarihinde sigorta kapsamına girdiği, davacının yurt dışında ilk defa sigortaya tabi olduğu tarihte 10.01.1960 olan doğum tarihinin 02.12.1974 tarihli mahkeme kararı ile 10.01.1956 olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, mahkeme kararı ile düzeltilen doğum tarihinin sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde ve yaşlılık aylığına hak kazanılıp kazanılmadığının tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Kanun’un 60/G maddesine göre “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.”
506 sayılı Kanun’un Geçici 54.maddesine göre “01/04/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmü uygulanmaz.”
5510 sayılı Kanun’un 38/2.maddesine göre “Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.”
5510 sayılı Kanun’un, 506 sayılı Kanun’a ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen Geçici 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.
Sigortalıların nüfus kayıtlarında yer alan doğum tarihlerinin, idari yoldan veya doğum tarihinin düzeltilmesi davası sonucunda düzeltilmesi mümkün olduğundan, bu hallerde sigortalının yaş koşulunu hangi tarihe göre tamamladığının belirlenmesi gerektiği sorunu ortaya çıkmaktadır.
506 sayılı Kanun’un “Yaş” başlıklı 120.maddesinin 2’inci fıkrasına göre “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının sigortaya tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur.”
5510 sayılı Kanun’un “Yaş” başlıklı 57.maddesinin 2’inci fıkrasına göre “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, mülga 2/6/1949 tarihli ve 5417 sayılı Kanun ve mülga 4/2/1957 tarihli ve 6900 sayılı Kanun ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tâbi sandıklara veya bu Kanuna göre ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olduğu tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının ise nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınır.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.04.2010 gün ve 2010/21-194 E. 2010/219 K.sayılı kararında; sigortaya ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen mahkeme kararı ile yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı, bu hallerde mahkeme kararının kesinleşme tarihinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Sigortalının yaşı ile ilgili gerçek kayıtlar esas alınıp doğum tarihinin mahkeme kararı ile düzeltilmesi halinde, ilama konu dava, davacının gerçek yaşının kayda yansıtılması ile ilgilidir ve nüfusa asıl doğum günü yazılmayıp da küçük veya büyük yazılan kişi tarafından açılan doğum gününün düzeltilmesi sonucunu doğuran klasik yaş tashihi davası değildir. Bu davalar, yaş tashihi ile ilgili değil kayıt tashihi ile ilgili olduğundan bu hallerde yaşlılık aylığı bağlanması ile ilgili emeklilik koşullarının oluşmasında mahkemece de tespit edilen bu yaşın dikkate alınmasında bir isabetsizlik yoktur (Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2008 gün ve 2008/10-784 E. 2008/768 K.sayılı kararı).
Yurt dışında sigortaya ilk defa girilmesi nedeniyle uluslararası sözleşmeye dayalı olarak açılan sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davalarında, 506 sayılı Kanun’un 60/G ve 5510 sayılı Kanun’un 120.maddelerine göre sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın ikmali olarak tayini, 506 sayılı Kanun’un Geçici 54 ve 5510 sayılı Kanun’un Geçici 6.maddesine göre 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmün uygulanmaması, 506 sayılı Kanun’un 120/2 ve 5510 sayılı Kanun’un 57/2 maddelerine göre yurt dışında ilk defa sigortaya giriş tarihinden sonra mahkeme kararı ile yapılan doğum tarihi düzeltmelerinde, düzeltilen doğum tarihine göre sözleşmeye dayalı olarak sigortalılık başlangıç tarihine hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacının Almanya’da ilk defa sigortaya tabi olduğu 19.05.1970 tarihinde doğum tarihi 10.01.1960 olup ilk defa sigortaya girilen tarihin 01.04.1981 tarihinden önce olması nedeniyle 18 yaşın ikmali aranmayacağı gibi taleple bağlı olarak 15.07.1974 tarihinin başlangıç olarak kabulü mümkündür.

Ne var ki 506 sayılı Kanun’un “Yaş” başlıklı 120.maddesinin 2’inci fıkrasına göre uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında davacının yurt dışında ilk defa çalışmaya başladığı tarihte (19.05.1970) nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihi (10.01.1960) esas tutulması gerektiğinden, erkek olan davacının 10.01.1960 doğum tarihine göre kısmi aylık alması için 55 yaşını doldurduğu tarih 10.01.2015 olup 01.02.2015 tarihinden önce aylık alması mümkün değildir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının Almanya’da sigortaya girdiği 15.07.1974 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile dava ve karar tarihi gözetilerek 01.02.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerekirken, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın mahkeme kararı ile düzeltilen doğum tarihine itibar edilerek sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.