Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/16575 E. 2016/2488 K. 22.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16575
KARAR NO : 2016/2488
KARAR TARİHİ : 22.02.2016

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün feri müdahil kurum ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 15.04.2004-15.09.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına bildirilen hizmetin olmadığı, davacının 22.11.2006-31.12.2006 tarihleri arasında 1108105 sicil numaralı… unvanlı işyerinden; 14.03.2007-30.04.2007 tarihleri arasında … sicil numaralı, 16.05.2007-10.06.2007 tarihleri arasında … sicil numaralı ve 20.06.2007-05.10.2007 tarihleri arasında … sicil numaralı … Şti adına tescilli işyerleri ile 01.04.2008-15.09.2008 tarihleri arasında 1140952 sicil numaralı … unvanlı işyerlerinden hizmetinin bildirildiği, davacının 21.08.2004-21.11.2005 tarihleri arasında askerlik yaptığı, davalının 20.09.2005 tarihinden itibaren seyyar soğuk demircilik işinden vergi mükellefiyetinin olduğu ve bu tarihten itibaren … sigortalısı olduğu, davacı ve davalı yanın bildirdiği tanıkların ifadelerine başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının hangi tarihler arasında askerlik yaptığı ilgili askerlik şubesinden sorulup tespit edilmeden, tanık beyanından yola çıkılarak askerlikte geçirdiği tahmini tarihlere göre değerlendirme yapılması, davalı yanın, davacının işçisi olmadığını, işveren sıfatının bulunmadığını beyan etmesi karşısında, davacının ihtilaflı dönemde hizmetinin bildirildiği işyerlerinin dönem bordrolarının tamamını getirtip, bordrolarda kayıtlı çalışanların re’sen beyanlarına başvurulmayarak eksik araştırma ve inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş, ihtilaflı dönemde davacının hizmetinin bildirildiği işyerlerinin dönem bordrolarının tamamını getirtmek, dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi sormak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, … Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının asrkerlik yaptığı tarihleri de göz önünde bulundurarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine
22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.