Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/16488 E. 2016/1561 K. 09.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16488
KARAR NO : 2016/1561
KARAR TARİHİ : 09.02.2016

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı Y.. E.. ve davalı Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre davacı ‘ın tüm, davalı Bakanlığı’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli vefatı nedeniyle yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalılar İ.B. B. ve yönünden davanın reddine, davacı eş yararına 40.000,00 TL, davacı çocuklar yararına ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatların kaza tarihi olan 16.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar . Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Anayasa’nın 141. maddesinde vurgulandığı ve HMK’nun 297 ve 298. maddelerinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları iddia, savunma ve tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, ihtilaflı konular hakkındaki delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıaların neler olduğu ve bunlardan çıkan sonuçlar ile hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır. HMK’nun 297/2. maddesinde de taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Mahkeme, davacının dilekçesinde yazılı olan tüm talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vererek, bu konulardaki uyuşmazlığı sona erdirmelidir.

Somut olayda, davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacı Y.. E..’a yükletilmesine
09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.