Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/15449 E. 2015/19388 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15449
KARAR NO : 2015/19388
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 17. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2015
NUMARASI : 2013/1120-2015/141

Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emirleri ve takiplerin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; dava dışı …. İstanbul Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme A.Ş.’nin, Kurumun 6183 sayılı Kanun’a göre, 2012/29388, 29389 ve 29390 takip numaralı takip dosyalarında takip edilen prim, İSP ve damga vergisi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına çıkarılan ödeme emirleinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının prim ödemelerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı hakkında davalı kurum tarafından 2012/29388, 29389 ve 29390 takip numaralı takip dosyalarında takip edilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davanın 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, 2012/29388 takip dosyasında takip edilen borcun 2012/5 ve 6. ay dönemlerine ait prim borcu olduğu, , 2012/29389 takip dosyasında takip edilen borcun 2012/5 ve 6. ay dönemlerine ait İSP borcu olduğu ve 2012/29390 takip dosyasında takip edilen borcun 2012/1 ila 6. ay dönemlerine ait damga vergisi borcu olduğu, dava dışı şirket hakkında İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/157 esas numaralı dosyasında 27/08/2008 tarihinde iflas ertelemeye ilişkin tedbir kararı verildiği ancak borç dönemlerinin tedbir kararlarının öncesi dönemlere ilişkin olduğu, davacınnı borç dönemlerinde dava dışı şirketin Yönetim Kurulu üyesi olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı ise 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.
5510 sayılı Kanun’un yürürlük süresiyle ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun’un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanığını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır. Diğer bir deyişle, Kurumun 01/07/2008 tarihinden sonraki sigorta primleri ve diğer alacakları ile ilgili olarak şirketlerin borçlarından müşetereken ve müteselsilen sorumlu olmak için şirketin Yönetim Kurulu üyesi olmak yeterlidir.
6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de; 6183 sayılı Kanun 506 ve 5510 sayılı Kanunlara göre daha genel bir Kanun durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik özel Kanun hükümlerine tanınacağından, özel kanun niteliğinde olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi karşısında, davacının ticaret sicil bilgilerine göre borç dönemlerinde yönetim kurulu üyesi olması nazara alındığında, bu süre içinde kalan kamu borçlarından dolayı 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde belirlenen “haklı sebep olmaksızın ödememe” hali kapsamında sorumlu olacağı açıktır.
Yapılacak iş; davacının 2012/29388, 29389 ve 29390 takip numaralı takip dosyalarında takip edilen 2012/1 ila 6. aylarına ait prim, İSP ve damga vergisi borç dönemlerinde, dava dışı şirketin Yönetim Kurulu üyesi olduğu anlaşılmakla, davacının 5510 sayılı Kanun’un 88/20 maddesi gereğince sorumlu olacağı kabul edilerek davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.