Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/15262 E. 2015/22520 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15262
KARAR NO : 2015/22520
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ : Boyabat Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2015
NUMARASI : 2014/636-2015/348

Davacı, murisinin davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı; murisi Ferdi Erdoğan’ın davalı işverene ait işyerinde 01.03.1999 – 15.11.2003 tarihleri arasında geçen ve davalı Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece; Dairemizin 10.09.2013 tarih, 2012/9415 E. – 2013/15651 K. sayılı kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece 12.01.2012 tarih, 2008/273 E. – 2012/46 K. sayılı karar ile, “davanın kısmen kabulü ile davacının, davalıya ait işyerinde 17.03.2000 – 02.10.2002 tarihleri arasında toplam 915 gün çalıştığının tespitine” karar verildiği, bu kararın davalılar vekillerince süresinde temyiz edildiği, Dairemizin 10.09.2013 tarih, 2012/9415 E. – 2013/15651 K. sayılı kararı ile, “davacı adına davalı işveren tarafından işe giriş bildirgesinin verilmediği, dönem bordrosunun bulunmadığı ve fotoğraf stüdyosu işyerinden Kurum’a bildirilen herhangi bir çalışma bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece tespitine karar verilen hizmet tarihini izleyen yılbaşı olan 01.01.2003 tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin geçtiği” belirtilerek” hükmün bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bozma kararına uyma usulü kazanılmış hak doğurur ise de, usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldıran yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması, geçmişe etkili yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi, usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali, maddi hataya dayalı bir bozma kararına uyma gibi durumlar usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/21-298 E. 2004/252 K., 2003/11-277 E. 2003/295 K., 2006/15-275 E. 2006/366 K., 2001/2-430 E. 2001/ 432 K., 2006/4- 519 E. 2006/ 527 K. no’lu kararları da bu yöndedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işveren adına kayıtlı 1009177 sicil numaralı fotoğrafçı işyerinin 30.04.2008 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, bu işyerinden davacı murisi adına bildirilen çalışmanın olmadığı, ancak davalı işveren adına tescilli olan ve 10.03.1998 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alınan 19629 sicil numaralı inşaat işyerinden davacı murisi adına 05.04.1999 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği ve buna bağlı olarak bu işyerinden 05.04.1999 – 31.08.1999 tarihleri arasında çalışmaların Kuruma bildirildiği, Boyabat Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü ile davalı işveren arasında 02.10.2002 ile 02.10.2003 tarihleri arasında çıraklık sözleşmesi yapıldığı, davalı işyerinden Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğüne hitaben yazılan ve davacı murisinin 17.03.2000 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalıştığını belirtir 27.09.2002 tarihli belge olduğu, bu belge altındaki imzanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 20.01.2011 tarih ve 2011/426/533 sayılı raporuna göre davalı işveren N.. K..’ya ait olduğu, davacı murisinin 02.10.2002 – 02.10.2003 tarihleri arasında davalı işyerinde çıraklık eğitimi aldığına dair evrakların olduğu, ancak bu tarihte 19 yaşını tamamladığından sigorta primlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yatırılmadığı, davacı murisinin 17.11.2003 – 10.08.2006 tarihleri arasında İskenderun Adliyesinde katip olarak çalıştığı görülmüştür.
Hizmet tespiti davaları kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle bu davaların temyiz incelemesi sırasındaki maddi hatalar taraflar yararına usulü kazanılmış hak yaratmazlar.
Buna göre, her ne kadar Dairemizin 10.09.2013 tarih, 2012/9415 E. – 2013/15651 K. sayılı kararı ile, “somut olayda hak düşürücü sürenin geçtiği, bu nedenle davanın reddi gerektiği” belirtilerek Mahkemenin 12.01.2012 tarih, 2008/273 E. – 2012/46 K. sayılı kararı bozulmuş ise de, davacı murisinin çalışmalarının davalı işverene ait fotoğrafçı işyerinde geçtiği, buna rağmen çalışmalarının Kuruma bildirilmediği şeklindeki iddia, davacı murisinin ihtilaflı dönemde 05.04.1999 – 31.08.1999 tarihleri arasındaki çalışmalarının davalı işverene ait 19629 sicil numaralı inşaat işyerinden bildirilmesi, her iki işyerinin davalı işverene ait olması ve işyerleri arasında organik bağ bulunması karşısında hak düşümü süresinin varlığından söz edilemeyecektir.
O halde Dairemizce maddi hataya düşülerek, Mahkemenin 12.01.2012 tarih, 2008/273 E. – 2012/46 K. sayılı kararının, Dairemizin 10.09.2013 tarih, 2012/9415 E. – 2013/15651 K. sayılı kararı ile bozulması hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş;
a) Kamu düzenini ilgilendiren iş bu davadaki Dairemizin 10.09.2013 tarih, 2012/9415 E. – 2013/15651 K. sayılı kararındaki maddi hatanın davalılar yararına usulü kazanılmış hak yaratmayacağı, davacı murisine ait bir kısım çalışmaların davalı işveren ait 19629 sicil numaralı işyerinden bildirilmesi karşısında hak düşürücü sürenin varlığından bahsedilemeyeceğini göz önünde bulundurmak,
b) Davalı işverene ait 19629 sicil numaralı inşaat işyerine ait sicil dosyası ve dönem bordrolarını getirtmek,
c) Her ne kadar bir kısım tanıklar, davacı murisinin stajyer olarak çalıştığını belirtmiş ve buna dair bir kısım belgeler dosyada mevcut ise de, davacı murisinin bir kısım çalışmalarının işverene ait inşaat işyerinden bildirilmesi, yine davalı işyerinden Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğüne hitaben yazılan ve davacı murisinin 17.03.2000 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalıştığını belirtir 27.09.2002 tarihli belgenin bulunması ve yine bir kısım tanıkların davacı murisinin çalışmalarının fiili çalışma olduğu, iş ve meslek öğrenmeye yönelik olmadığı şeklindeki beyanları göz önünde tutularak davalı işveren ile davacı murisi arasındaki çıraklık ilişkisinden söz edilemeyeceğini, davacı murisinin çalışmalarının tüm sigorta kollarına tabi olduğunu göz önünde bulundurmak,
d) Gerekirse inşaat işyerine ait dönem bordrolarından resen tanık seçerek dinlemek,
e) Davacı murisinin çalışma süresini netleştirmek,
f) Mahkemenin 12.01.2012 tarih, 2008/273 E. – 2012/46 K. sayılı kısmen kabul şeklindeki hükmünün sadece davalılarca temyiz edildiğini dikkate almak,
g) Gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.