Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/15146 E. 2015/20853 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15146
KARAR NO : 2015/20853
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ergani Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2009/398-2013/373

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

A)Davalı Vekilinin Mahkemenin 10.07.2015 tarihli ek kararının temyizi bakımından yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan temyiz isteminin reddine dair ek kararın ONANMASINA.
B) Davalı Ltd.Şti. Vekilinin temyizi bakımından yapılan incelemede dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve temyizin kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 17.06.2008 tarihindeki iş kazasında vefat eden sigortalının eş ve çocuğunun maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş için 45.829,50-TL, çocuk için 42.792,07-TL maddi tazminat ile her iki davacı için ayrı ayrı 15.000,00’er-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İşbu dosyadaki uyuşmazlığın çözülmesi noktasında öncelikle müteselsil borç kavramı ile müteselsil sorumlulukta borcun ifası halinde bunun diğer sorumlulara etkisinin açıklanmasında fayda bulunmaktadır.
Bir borç ilişkisinde, borçlu yada alacaklı birer kişi olabileceği gibi aynı borç ilişkisinde birden çok borçlu veya birden çok alacaklı da söz konusu olabilir. Birden çok borçlunun varlığı halinde borçlulardan her biri borcun tamamından alacaklıya karşı sorumlu ise fakat alacaklı edimi bir defa elde edebiliyorsa “müteselsil borç ilişkisinden” söz edilir. Borç ilişkisinde birden çok borçlunun bulunması her zaman “müteselsil borç ilişkisini” doğurmaz. Borçlular arasındaki teselsül(müteselsil borç ilişkisi) sözleşmeden veya yasadan doğar. Sözleşme yada yasa gereğince borçlular arasında teselsül söz konusu değilse, bir borç ilişkisinden doğan bölünebilir bir edimde, borçlulardan her biri ancak edimden kendi payına düşen kısmı ifa ile yükümlüdür. Böyle bir durumda aynı hukuki işlemden doğan fakat birbirinden bağımsız “kısmi borçlar” söz konusudur. Müteselsil borçluluk, borçlulardan her birinin sözleşme veya yasa gereğince alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu fakat borçlulardan birinin borcu ifa ile diğer borçluların da borçtan kurtulduğu bir birlikte borçluluk durumudur. Bu durumda yani borçlular arasında teselsülün varlığı halinde alacaklı borçlulardan her birine karşı bağımsız alacak haklarına sahiptir. Ancak borç bir defa ifa edileceğinden dolayı borcun bir defa ifasıyla bütün borçlar sona ereceğinden bu alacak hakları alacaklının mal varlığında tek alacak olarak yer alır. BK.md. 142’ye(Yeni BK. 163’e) göre “Alacaklı, borcun tümünün veya bir bölümünün ödenmesini, dilerse müteselsil borçluların hepsinden birden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borcun tümü ödeninceye kadar bütün borçluların sorumluluğu devam eder”. Bu madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere alacaklı, alacağının tamamını, müteselsil borçluların herhangi birinden isteyebilir. Bu durumda müteselsil borçlu, sadece kendi payına düşeni ödeyeceğini ileri süremez, borcun tamamı ödemekten kaçınamaz. Alacağın müteselsil borçluların birinden istenmesi, alacak fiilen elde edilmedikçe diğer borçluların sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, Buna karşılık müteselsil borçlulardan birisi borcun tamamı veya bir bölümünü sona erdirmişse sona eren borç oranında öteki müteselsil borçlularda kendiliğinden borçtan kurtulur.(BK.145/1; Yeni BK.166/1).
Tüm bu açıklamalar sonrasında somut olaya gelindiğinde, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı açıktır ( 818 sayılı BK.51; 6098 sayıyı BK.61). Müteselsil sorumlukta ise yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere borçlulardan birinin borcun tamamını ödemesi halinde bu durumdan diğer borçlularda yararlanır. İş bu dosyada da 17.06.2008 tarihli iş kazası nedeniyle davacılara dava dışı müteselsil sorumlu sigorta şirketi tarafından davacıların maddi zararlarına(destekten yoksunluk zararlarına) karşılık ödemede bulunulduğu ve bu ödemenin davacıların ödenme zamanında hesaplanan maddi zararlarının tamamını karşıladığı açıktır. Hal böyle olunca davacıların maddi tazminat davalarının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bunun yanında 6100 Sayılı H.M.K.’nın 26.maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına göre Mahkemeler tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına karar veremezler. İşbu dosyada ise davacılar vekili dava dilekçesinde davacı eş için 20.000,00TL, çocuk için ise 10.000,00TL manevi tazminat talep etmiştir. Hal böyle olunca davacı çocuk bakımından 15.000,00TL manevi tazminata karar verilmesi H.M.K.’nın 26.maddesinde tanımını bulan talebin aşılmasıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Sevim Mühendislik Ltd.Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı S.. Ş..’ne iadesine
23.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.