Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/15073 E. 2015/21929 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15073
KARAR NO : 2015/21929
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Van 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2015
NUMARASI : 2013/370-2015/359

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan S.. B.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 10.12.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanarak %77 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının bakıcılık gideri ile tedavi ve protez masraflarından oluşan maddi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacının protez bedeline ilişkin olarak açmış olduğu davanın husumetten reddine, bakıcı parası olarak açtığı davanın kısmen kabulü ile, % 30 hakkaniyet indirimli olarak hesap edilen 226.097,90 TL bakıcı ücreti alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacı sigortalının Kurumca(SGK) belirlenen %77 oranındaki maluliyetine göre yardıma muhtaç olmadığı tespitinin yapıldığı, buna karşılık Tıp Merkezinin sağlık kurulu raporunda kazalının “yardıma muhtaç olduğu” değerlendirmesinde bulunulduğu ve Mahkemenin bu raporu dikkate alarak davacının yardıma muhtaç olduğu kabulüne göre eldeki davayı bakıcılık gideri bakımından neticelendirdiği, kazalının bakiye ömrünün TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlendiği, son olarak da husumetten reddine karar verilen protez bedeline ilişkin davada davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
İnceleme konusu kararda öncelikle halledilmesi gereken uyuşmazlık davacı kazalının “yardıma muhtaç” olup olmadığı ve giderek kendisi lehine bakım giderine hükmedilip hükmedilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
./..

Kazalı sigortalı, bazen iş kazası nedeniyle bakıma muhtaç hale gelebilir. Bu durumda SGK kazalıya bağlayacağı geliri %50 artırımlı olarak bağlar. SGK gelir bağlama evrakından sigortalının bakıma muhtaç olduğu anlaşılıyor ve sigortalı somut olayda aile içinde bakılıyor ise kazalının bakıcılık giderlerinin net asgari ücrete göre bakiye ömrü süresince hesaplanması gerekir. Eğer sigortalının somut olarak aile içi bakım içinde olmadığı anlaşılıyor ise bu durumda sigortalıya sürekli çalışan bakıcı tutulması gerekeceğinden hesaplamanın bu kez bürüt asgari ücretten yapılması gerekir. Fakat her iki durumda da SGK gelir bağlama evrakından sigortalının bakıma muhtaç olduğu anlaşılması gerekmektedir.
Bunun yanında sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (maddi tazminat davaları) öncelikle mükerrer ödemenin önüne geçebilmek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekir. Bu husus Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Yukarıda değinildiği üzere iş kazası nedeniyle bakıma muhtaç hale gelen kazalıya SGK iş kazası sigorta kolundan bağladığı bu geliri %50 artırımlı olarak bağlar. Kurumun sigortalıya bağladığı bu gelirler rücuya tabi olup Kurum iş kazasında kusur ve sorumluluğu bulunanlara bağladığı bu gelirin ilk peşin sermaye değerini rücu edebilir.
Değinilmesi gereken diğer bir husus da kazalının muhtemel yaşama süresinin nasıl tespit edileceğinine ilişkindir. Bu noktada Dairemizin istikrar kazanmış uygulamalarında bir değişiklik bulunmayıp muhtemel yaşam sürelerinin tespitinde PMF 1931 yaşam tablosuna itibar edilmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar sonrasında davacının bakıcılık giderlerine dair istemi bakımından yapılan incelemede:
Mahkemece davacı sigortalının yardıma muhtaç olduğu kabulüne göre neticeye varılmıştır. Mahkemenin bu kabulü Tıp Merkezinin sağlık kurulu raporuna dayanmaktadır. Oysaki SGK Başkanlığı davacının yardıma muhtaç olmadığı tespitinde bulunmuş ve sigortalıya iş kazası sigorta kolundan gelir bağlarken bu tespitini dikkate almıştır. Bu durumda sigortalının yardıma muhtaçlığı noktasında ihtilaf doğduğu açıktır. Eldeki dava kazalının bakım ve tedavi giderlerinin(protez dahil) tahsiline ilişkin olup SGK Başkanlığı işbu davada taraf değildir. Bu sebeple Mahkemenin Tıp Merkezinin sağlık kurulu raporunu dikkate alarak davacının yardıma muhtaç olduğu kabulünün SGK Başkanlığı için bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Böylesi bir kabulün(yardıma muhtaçlık) Kurumun hak alanını ilgilendirdiği ise açıktır. Zira davacının “yardıma muhtaç” olduğunun tespiti halinde iş kazası sigorta kolundan kendisine bağlanan gelir artırılacaktır.
Bu noktada yapılması gereken iş; öncelikle davacının maluliyet oranına göre yardıma muhtaç olup olmadığının yeniden belirlenmesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatını sağlamak, buradan olumsuz cevap alınması durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalı işverenleri aleyhine yaralanmasının niteliği ile maluliyet oranı gözetilerek yardıma muhtaç olduğunun tespiti davası açması için davacıya önel verilip tespit davasını işbu dava için bekletici mesele yapmak, davacının yardıma muhtaç olduğunun kesin olarak belirlenmesi durumunda bu kez kazalının bakiye ömrünün TRH 2010 yaşam tablosu değil Dairemizce kabul gören PMF yaşam tablosuna göre belirlendiği yeni bir hesap raporu alıp neticesine göre tüm delilleri bir arada değerlendirerek yeni bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemenin husumetten reddine karar verdiği davacının protez bedeline ilişkin davası bakımından yapılan incelemede ise:
./..

Karar tarihinde geçerli olan AAÜT’nin 7/2 maddesine göre husumet nedeniyle davanın reddi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarı geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı belirtilmiştir. Hal böyle iken Mahkemece karar yerinde maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücretine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile sonucu gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 07.12.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.