Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/14841 E. 2016/2175 K. 17.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14841
KARAR NO : 2016/2175
KARAR TARİHİ : 17.02.2016

Davacı, davalı kurumca düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Dava, davacının (6) adet ödeme emrinden sorumlu olmadığının tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı A.. Ö.., dava dışı Şirketi’nin 08.12.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak seçilmiş olup, ödeme emirlerine konu prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi alacaklarının muacceliyet tarihlerinin davacının müdür olarak görev yaptığı dönem içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, Kurum alacaklarından dava dışı …. ve dolayısıyla kendisinin sorumlu olmasını gerektirir hukuki bir neden olmadığını, …..Şti ile …..Şirketi arasında asıl işveren-alt işveren (taşeron) ilişkisinin bulunmadığını iddia etmektedir.
Davalı Kurum ise dava dışı Şti’nin 007 numaralı aracı olarak faaliyetine devam etmesi nedeniyle davacının müdürü olduğu Limited Şirketi’nin taşeronun (aracının) Kuruma olan borçlarından sorumlu olduğunu idda etmektedir.
6183 sayılı Kanun’un 58.maddesinin 1.fıkrasına göre “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.”
5510 sayılı Kanun’un 12/6.maddesine göre, alt işverenin Kuruma olan yükümlülüklerinden ötürü, asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumlu ise de bu sorumluluğun doğabilmesi için asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır.
Somut olayda, davalı Kurumun re’sen prim tahakkukuna ilişkin belgeler, prim ve diğer alacakların tebliğ belgeleri, var ise itiraz dilekçesi ve komisyon kararı getirtilmeden ödeme emirlerine konu Kurum alacağının tahsili mümkün aşamaya gelip gelmediği belirlenemeyeceği gibi, dava dışı her iki şirketin işyeri sicil dosyaları getirtilmeden ve taraflardan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığını veya yokluğunu kanıtlamaya yarar sözleşme, belge ve defterler olup olmadığı sorulmadan ve var ise getirtilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verilmesi doğru değildir.
Bunun yanında, davacı taraf, …. tarafından ödeme emirlerinin iptali istemiyle davalar açıldığını belirterek davaların esas numaralarını 29.11.2013 tarihinde dosyaya giren dilekçe ile bildirdiği halde bu davaların sonuçlanıp sonuçlanmadığı yönünde bir araştırma da yapılmamıştır. Davacı,Limited Şirketi’nin müdürü olması nedeniyle ödeme emirlerine konu Kurum alacaklarından sorumlu tutulduğuna göre, bu davalar sonucunda Limited Şirketi’nin Kurum alacağından sorumlu olmadığı saptanır ise davacı da sorumlu tutulamayacağından bu davaların sonuçlanmalarının beklenmesi zorunludur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.