Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/14584 E. 2015/21677 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14584
KARAR NO : 2015/21677
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 22. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2013/572-2014/270

Davacı, yurt dışında çalışmaya başladığı 01/09/1996 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Almanya’da sigortaya girdiği 01.09.1996 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının yurt dışında eylemli çalışma başlangıcı 01.09.1996 tarihidir. Davacı izinle Türk vatandaşlığından çıkmış olup yurt dışında sigortaya giriş tarihini de kapsar biçimde 27.06.1996-12.08.1997 tarihleri arasında Türk vatandaşı değildir.
Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 1.maddesinde düzenlenen ”vatandaş” kavramı Federal Almanya Cumhuriyeti bakımından, Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasasına göre Alman vatandaşı sayılan kimseyi, Türkiye bakımından, Türk vatandaşlığını haiz kimseyi ifade eder. Davacı 01.09.1996 tarihinde Türk vatandaşı olmadığından yukarıda açıklanan vatandaş tanımına girmez ve sözleşmenin 29/4 maddesinden yararlanamaz.
Öte yandan 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu‘nun 29.maddesine göre vatandaşlığın kaybından itibaren ilgililer yabancı muamelesine tabi tutulurlar ancak sosyal güvenliğe dair hakları saklı tutulur. Ne var ki saklı tutulan haklar yine Türk vatandaşı olunan döneme ilişkin olup davacının yurt dışında sigortaya giriş yaptığı tarihte Türk vatandaşı olmaması nedeniyle Sözleşmeden doğan bu hakkın sosyal güvenliğe dair kazanılmış hak niteliğinde kabulü mümkün değildir.
3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre talep tarihinde Türk vatandaşı olmayanlar borçlanamazlar. Bu kuralın istisnası 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu‘nun 29.maddesi olup izinle Türk vatandaşlığını kaybedenlere tanınan istisna bu kişilerin Türk vatandaşı oldukları döneme özgüdür. Dolayısıyla Türk vatandaşı olunmayan bir dönemin borçlanılması mümkün olmadığı gibi bu dönemde gerçekleşen sigortaya girişin de kazanılmış hak kabulü mümkün değildir.
./..
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında; davacının yurt dışındaki çalışması nedeniyle sigortalılık başlangıcı olan 01.09.1996 tarihinden ve Türk vatandaşlığına alınmasından sonraki ilk eylemli çalışması olan 12.08.1997 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken 01.09.1996 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümden silinerek yerine;
“1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının yurt dışındaki çalışması nedeniyle ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihinin 12.08.1997 olarak tespitine, fazla istemin reddine,
2-Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, davacının peşin yatırdığı harcın kararın kesinleşmesinden sonra talebi halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kısmen kabulü nedeniyle 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kısmen reddi nedeniyle 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 43,55 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre takdiren 40,00 TL ‘lik bölümünün davalı Kurumdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Artan avansın kararın kesinleşmesinden sonra talebi halinde yatıran tarafa iadesine, ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.