Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/14398 E. 2015/19876 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14398
KARAR NO : 2015/19876
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : Konya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2015
NUMARASI : 2013/385-2015/238

Davacı, 01/02/2013 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir. Bunun yanında tefhim olunan hüküm 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığı takdirde Yasada öngörülen ve tefhimden başlayan 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinden söz edilemez. Taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen 13.04.2015 tarihli kısa kararın davacı vekiline 11.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen Yerel Mahkeme, davacının 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesi hükmüne göre (8) günlük temyiz süresinden sonra 22.04.2015 tarihinde temyiz ettiği gerekçesiyle 04.05.2015 tarihli Ek Kararı ile temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili, temyiz talebinin reddine dair ek kararı süresinde temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 294/3.maddesine göre “Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.”
HMK’nın 297/2.maddesine göre “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Yerel Mahkemenin tefhim ettiği kısa karar (hüküm sonucu), HMK’nın 297/2.maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığından Yasa’da öngörülen (8) günlük temyiz süresinin geçtiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, davacı vekilinin hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından Yerel Mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının bozularak kaldırılması ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 506 sayılı Yasanın 60. maddesinin H bendi uyarınca yaşlılık aylığından yaralanmak için sigortalının işten ayrılması ve yazılı istekte bulunmasının şart koşulmasına rağmen davacının çalıştığı işten ayrılmadan talepte bulunması karşısında Mahkeme kararının doğru olduğunun anlaşılmasına göre, davacının yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.