Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/14172 E. 2015/16346 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14172
KARAR NO : 2015/16346
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/04/2015
NUMARASI : 2014/801-2015/120

Davacı, ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30/04/2002 tarihli ilamla eşinden boşandığını, 01/07/2002 tarihinde müvekkiline ölüm aylığı bağlandığını, davalı kurumun müvekkilinin muvazaalı boşandığını iddia ederek ölüm aylığını kestiğini, müvekkilinin ölüm aylığının kesilmesine ilişkin işlemin iptali için 14/03/2011 tarihinde dava açtığını, davanın reddedilip, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, müvekkilinin 18/12/2012 tarihinde davalı kuruma yeniden başvuruda bulunarak başvuru tarihi itibariyle eşiyle fiilen birlikte yaşamadığının tesbiti ile yeniden ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiğini, bu talebin reddedildiğini, oysa hali hazırda müvekkilinin boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını belirterek; müvekkilinin boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığının tespiti ile müvekkiline yeniden ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının aynı konuda daha önce K.Maraş İş Mahkemesi’nde açmış olduğu davanın reddedildiğini, böylece davacının muvazaalı boşandığı hususunun kesin hükümle sabit olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece: kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; eşinden boşanmasından sonra vefat eden babasından dolayı davacıya yetim aylığı bağlandığı, Kurum tarafından davacının boşandığı eşiyle beraber yaşamaya devam ettiğinin tespit edilmesi üzerine davacının yetim aylığının kesildiği, davacı tarafından Kahramanmaraş İş Mahkemesinin .2011/138 Esas sayılı dosyası ile söz konusu Kurum işleminin iptali için dava açıldığı, mahkemenin 29.05.2012 tarih 2012/278 karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın 21. Hukuk Dairesinin 24/12/2012 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği, temyize konu dosyada ise davacının 18/09/2012 tarihli dilekçesi ile muvazaalı boşanmasının söz konusu olmadığını belirterek babasından dolayı kendisine yetim aylığı bağlanması talebinde bulunduğu, Kurum tarafından verilen 21.11.2012 tarihli cevapta 5510 sayılı Yasanın 56-59. maddelerinden bahsedilerek muvazaalı boşanmadığının mahkeme kararı ile ispatlanması halinde söz konusu itirazının kabul edilebileceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2011/138 Esas ve 2012/278 karar sayılı ilamı ile verilen red kararının 21. Hukuk Dairesinin kararı ile onandığından bahisle kesin hüküm nedeniyle eldeki davanın usülden reddine karar verilmiş ise de; ilk davanın konusunun davacının boşandığı eşiyle beraber yaşamaya devam ettiğinin tespit edilmesi üzerine davacının yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali olduğu, oysa davacının 18/09/2012 tarihinde yeni bir tahsis talebinde bulunduğu, eldeki davanın konusunun bu tahsis talebinin reddine yönelik Kurum işleminin iptali olduğu ve ilk hükümden sonraki maddi vakıalara dayanıldığı anlaşıldığından Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2011/138 Esas ve 2012/278 karar sayılı davasının eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğundan söz etmek mümkün değildir. Mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, davacının 18/09/2012 tarihinde yeni bir tahsis talebinde bulunduğu anlaşıldığından bu tarihten sonra boşandığı eşiyle fiilen beraber yaşamaya devam edip etmediğini araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.