Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/13994 E. 2015/20335 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13994
KARAR NO : 2015/20335
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2015
NUMARASI : 2014/215-2015/10

Davacı, murisinin iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı şirketler vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 28.06.2009 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 50.000,00TL maddi, 9.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından 28.06.2009 tarihli iş kazasında yaralanan sigortalının %7 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, yargılama konusu iş kazasının oluşumunda %70 oranında işverenlerin, %30 oranında ise kazalının kusurlu olduğu, Mahkemece verilen 13.06.2013 tarihli kararın davalıların temyizi üzerine Dairemizin 17.02.2014 gün, 2013/19629 Esas- 2014/2372 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, ilgili bozma ilamında davalı şirketlerin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilirken davacı kazalının gerçek ücretinin yeterince araştırılmamasının bozma nedeni olarak belirtildiği, Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulduğu ve bozma sonrasında davacının ücretinin Devrimci Yapı İşleri Sendikasından sorulduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtelim ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
…/….

Yine, 17.02.2014 tarihli önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının, maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olaya geldiğimizde, Mahkemece uyma kararı verilen Dairemizin 17.02.2014 tarih 2013/19629 Esas- 2014/2372 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki; yukarıda esas karar numarası yazılı Bozma ilamında Mahkemece yapılması gerekenler olarak “davacının kaza anında yaptığı işi, yaşı ve kıdemi belirtilmek suretiyle İstanbul’da bulunan farklı meslek odalarından olay tarihinde alabileceği emsal günlük net ücretlerin araştırılması” , buradan gelen neticelere göre kazalının maddi zararının yeniden hesaplatması hususları belirtilmiştir. Mahkeme ise Bozmaya uymasına rağmen “İstanbul’da bulunan farklı meslek odaları” yerine sendikalı olduğu hususunda dosyada bir kayıt bulunmayan davacının alabileceği ücreti “Devrimci Yapı İşleri Sendikasından” sormuş, buradan bildirilen ücretler tanık anlatımlarında belirtilenlerden fazla olunca da tanık anlatımını dikkate alarak eldeki davayı neticelendirmiştir. Hal böyle olunca Mahkemenin bozma ilamı doğrultusunda araştırma yaptığından söz etme imkanı bulunmamaktadır. Zira yukarıda değinildiği üzere davacının sendika üyesi olduğuna dair dosyada bir kayıt bulunmadığına göre ücretinin buradan sorulması doğru değildir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş bir önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere olay tarihinde inşaatlarda kalıpçı ustası olarak çalışan davacının farklı meslek odalarından yaşı, mesleki kıdemi,yaptığı iş, eğitim durumu da belirtilerek gerçek ücretini araştırmak, bu araştırma neticesine göre gerekirse yeniden hesap raporu almak ve tüm delilleri bir arada değerlendirip sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
O halde davalı şirketler vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 16.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.