Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/13495 E. 2015/19322 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13495
KARAR NO : 2015/19322
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : Edirne İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/07/2014
NUMARASI : 2012/554-2014/526

Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ile davalılardan…..i İnş. Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi…. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 21.12.2011 tarihli iş kazası nedeniyle 06.01.2012 tarihinde vefat eden sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, talep doğrultusunda davacı eş R….., ile çocuklar A….., A….., S….ve Z…. için ayrı ayrı 1.000,00’er TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 21.12.2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, yine davacı eş R…. için 110.868,90 TL, çocuk A… için 6.086,06 TL, çocuk A…. için 562,43 TL, çocuk S… için 6.086,06 TL ve çocuk Z…. için 488,08 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 03.06.2014 tarihinden, davacı eş R…için 20.000 TL, davacı çocuklar A…, A…, S…, Z…, S…ve S…. için ise ayrı ayrı 10.000’er TL manevi tazminatın ise olay tarihi olan 21.12.2011 tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte davalı Şirketten alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin bu tür davalarda (iş kazasına dayanan maddi tazminat tazminat davaları) haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya ölüm halinde hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan bağlanan bir gelirin bulunup bulunmadığının tespiti ile var ise bu gelirin B.K.’nun 55.maddesi de gözetilerek ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısmının(ilk peşin sermaye değerinin sorumlular/işverenler kusuruna denk gelen kısmının) hesaplanan tazminattan tenzili gerekir.
Bunun yanında iş kazaları Borçlar Hukuku yönünden bir haksız fiildir. Bu nedenle iş kazalarında zarar ve dolayısıyla tazminat alacağı olay anında ortaya çıkar. Haksız fiillerde temerrütün olay tarihinde gerçekleştiği gözetildiğinde hüküm altına alınan tazminatlara da iş kazasının gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekir.
Ayrıca 6100 sayılı H.M.K’nın 297/2 maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin ,taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda mahkemelerce verilen kararların açık, infaza elverişli ayrıca tüm talepleri karşılar mahiyette olmalıdır.
Son olarak değinilmesi gereken diğer bir husus da yargılama sırasında vekille temsil olunan taraflar bakımından kararlaştırılması gereken vekalet ücretlerine dair olup reddine karar verilen dava kısmı bakımından tarifesine göre davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği izahtan varestedir.
Tüm bu açıklamalar sonrasında somut olaya geldiğimizde öncelikle Kurum tahsislerinin düşülmediği anlaşılan hesap raporuna itimat ile neticeye varılması doğru olmamıştır. Zira yukarıda da açıklandığı üzere iş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tazminine ilişkin davalar olup sorumlulardan mükerrer tahsilin önüne geçilmesi için Kurum tahsislerinin rücuya tabi kısmının hesaplanan zarardan düşülmesi gerekir.
Bunun yanında davacılar vekili gerek dava, gerekse ıslah dilekçesi ile hüküm altına alınmasını talep ettiği tazminatlar bakımından olay tarihinden faize karar verilmesini istemiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere iş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında faiz başlangıcı bakımından esas olan olay tarihinden faize karar verilmesidir. Bunun tek istisnası olarak davacının talebini daraltması gösterilebilir. Fakat olayımızda talebin daraltıldığına davacılarca ortaya konmuş bir irade yoktur. Hal böyle olunca hüküm altına alınan tazminatların tamamı için olay tarihinden faize karar verilmesi gerekirken ıslahen artırılan maddi tazminat kısımları için ıslah tarihinden faize karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ayrıca somut olayda ıslahen artırılan maddi tazminat kısımları ile manevi tazminatların “davalı şirketten alınarak davacılara ödenmesine” karar verilmişse de bu davalı şirketin hangi davalı olduğunun karar yerinde gösterilmemesi infazda tereddüt doğurur mahiyettedir. Bu yönüyle de inceleme konusu kararın hatalı olduğu açıktır.
Son olarak da vekille temsil olunan davalı Mustafa Ekşi İnş.Ltd.Şti. lehine reddine karar verilen tazminatlar bakımından vekalet ücreti verilmemesi de doğru olmamıştır.
O halde, davacı ve davalı Mustafa Ekşi İnş.Ltd.Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine
02.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.