Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/12035 E. 2016/3621 K. 07.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12035
KARAR NO : 2016/3621
KARAR TARİHİ : 07.03.2016

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 23/05/2006-04/06/2007 tarihleri arası davalılar nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı davalılara ait büyükbaş hayvan çiftliğinde çalıştığını iddia ettiği, çiftlik işyerinin tescilsiz olduğu, davalı M.. Ç.. adına 04/11/2004 canlı hayvan alım satımına ilişkin vergi kaydının başladığı, davacı adına 01/06/2007-04/06/2007 tarihleri arası 4 gün davalılardan B.. Ç..’ya ait inşaat işyerinden bildirim yapıldığı, davalılar tarafından mahkemeye sunulan dilekçelerde işyerinde davacı ile aralarında resmi nikah olmayan isimli şahsın çalıştığını belirttikleri, davacı tarafından gösterilen tanıklar davacının çalıştığı yönünde, davalı tarafından gösterilen tanıklar ise, çiftlikte davacının eşinin çalıştığını beyan ettikleri, öte yandan dosyada davacının eşi olarak bahsedilen ancak aralarında resmi nikah bulunmayan tanık Nahide ise, beyanında davacı ile birlikte davalılara ait çiftlikte bir yıl kadar çalıştıklarını belirttiği, yine kolluk tarafından tespit edilen komşu işyeri tanıklarının çalışmayla ilgili net bilgilerinin bulunmadığı, bazı tanıklar beyanlarında büyükbaş hayvan çiftliğinin davalılardan M.. Ç..’ya ait olduğunu belirttikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda,davacının çalışma iddiasıyla ilgili olarak tanık beyanları arasında oluşan çelişkiler giderilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; işyeri tescilsiz olup, dönem bordrosu bulunmadığına göre, öncelikle Kurum, vergi idaresi, belediye, emniyet müdürlüğü ve muhtarlık gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, çiftlik çevresinde ikamet eden şahıslarla çiftliğin adres itibariyle bağlı bulunduğu köy veya mahalle gibi idari birimlerin, uyuşmazlık konusu dönemde görev yapan muhtar ve azalarını belirleyip dinlemek, yine kolluk aracılığıyla çiftliğe komşu arazi sahiplerini tespit edip beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkileri gidermek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.