Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/11762 E. 2016/4219 K. 14.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11762
KARAR NO : 2016/4219
KARAR TARİHİ : 14.03.2016

Davacı, davalı işverene ait işyerinde 01/01/1997-14/02/2012 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve Feri Müdahil vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 01/01/1997-14/02/2012 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 17/12/2009-14/02/2011 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır
…/…

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, Kurum görevlileri tarafından 14/02/2012 tarihinde yapılan fiili denetimde davacının davalı işveren nezdinde sigortasız olarak çalıştığının tespit edildiği, davacın Kurum görevlilerine verdiği beyanda, 1997 yılından bu yana çalıştığını, işyerinin daha önce … ve…….ne ait olduğunu, daha sonra davalı işverene geçtiğini belirttiği, bu denetim sonucu Kurum tarafında geriye doğru bir yıllık süreyle davacı adına bildirim yapılmasının davalı işverenden istendiği ve davalı tarafından bu bildirimlerin yapıldığı, davalı adına vergi kaydının 17/12/2009 tarihinde başladığı, yine ilgili derneğin 18/06/2012 tarihinde feshedildiği, davacının 01/08/2000 tarihinde derneğin yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiği, dinlenen tanıklar davacının 10-12 yıldan beri çay ocağında çalıştığını belirttikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, davacının çalıştığını iddia ettiği söz konusu çay ocağının daha önce dernek tarafından işletilmesi nedeniyle önceki dönem için davalının işveren olarak kabul kabul edilemeyeceği gerekçesiyle sonuca gidilmesi yerinde değildir. Çünkü davacı çalışmanın tamamının aynı işyerinde geçtiğini iddia etmektedir. Dolayısıyla Konya Kamyoncular ve Nakliye Komisyoncuları Yardımlaşma Derneği davada taraf haline getirilmeden, yine ilgili derneğin dernekler sicilinden terkin edilip edilmediğinin belirlenmediği, eğer terkin edilmiş ise, bu davayla sınırlı olarak ihyası sağlanmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle davacıya,………. ve ……….derneği (dernekler sicilinden terkin edilmiş ise, bu davayla sınırlı olarak ihyası sağlanarak) davaya dahil etmek üzere önel vermek, Kurum, belediye, vergi idaresi, kolluk ve muhtarlık kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyeri tanıkları ile uyuşmazlık konusu dönemde ilgili derneğin üyelerinden tespit edilecek kişilerin beyanlarını almak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.