Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/11461 E. 2016/3693 K. 07.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11461
KARAR NO : 2016/3693
KARAR TARİHİ : 07.03.2016

Davacı, 17.12.2008 tarihinden birikmiş aylıkların ödendiği 16.09.2014 tarihine kadar olan maluliyet aylıklarının işlemiş faizlerinin kademeli olarak hesabı ile yasal faizi ile birlikte 13.240,00TL’ nin Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının faiz alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Karar sayılı ilamı ile davacının maluliyet oranının tespitine, maluliyet sebebiyle yaşlılık aylığına hak kazandığının ve kesinti yapıldığı tarihten itibaren tekrar alık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verildiği, kurulan hükmün Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin Karar sayılı onama ilamı ile kesinleştiği, davacının 21/07/2014 tarihinde Kurum’a yapmış olduğu müracaat ile açıkça faiz alacağı talep olunmaksızın maluliyet aylığının kesinti yapıldığı tarihten itibaren toplu ödemesinin yapılmasının Kurum’dan istendiği, 01/10/2004 tarihinden itibaren biriken aylıklarının 17/09/2014 tarihinde toplu olarak ödendiği, eldeki davanın 22/10/2014 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 131/2. maddesi hükmü “İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir” düzenlemesine yer vermektedir. Buna göre evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu (ihtirazi kayıt) ve saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir surette son bulmuş olsa bile borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
.
İhtirazi kayıt, alacaklının borçluya yönelttiği bir irade bildirimi ile yapılır. Bu bildirim ifadan önce ifa sırasında yada en geç ifanın ardından derhal yapılmalıdır. İhtirazi kayıt ileri sürülmezse, ilişkin olduğu hakkın düşmüş sayılması, o haktan zımni olarak vazgeçilmiş olması esasına dayanır. İşlemiş faizleri talep hakkı saklı tutulduğuna ilişkin beyanla ilgili olarak yasada bir şekil öngörülmemiştir. Asıl borç son bulduğu halde alacaklı bu hakkını saklı tuttuğunu veya durum koşullardan bunun anlaşılması gerektiğini kanıtladığı takdirde işlemiş faizlerle ilgili hakkı son bulmayacaktır.
Mahkemece, davacının toplu ödemeyi banka kanalıyla aldığı iddia olunduğunun anlaşılmasına göre davacının ödemeyi almadan önce ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediği, faiz hakkını saklı tutup tutmadığı, Kurum’dan faiz ödenmesini talep edip etmediği araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.