Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/11311 E. 2016/4291 K. 15.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11311
KARAR NO : 2016/4291
KARAR TARİHİ : 15.03.2016

Davacı, eşinden almakta olduğu dul aylığının yanında babasından dolayı da yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespitiyle, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 16.06.1993 tarihinde ölen eşinden dolayı ölüm aylığı alan davacının, aynı zamanda, 15.01.1993 tarihinde ölen babasından dolayı da ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile, davacının babasından dolayı ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin talebinin reddine dair Kurum işleminin iptaline ve davacıya babasından dolayı 01.02.2010 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan eşinin 16.06.1993 tarihinde, dosya kapsamında sigortalılık bilgileri bulunmayan babasının ise 15.01.1993 tarihinde vefat ettiği, eşinden dolayı ölüm aylığı alan davacının 18.06.2014 tarihinde Kuruma müracaat ederek babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği, ancak Kurumun davacının bu talebini reddettiği görülmüştür.
Uyuşmazlık, 16.06.1993 tarihinde vefat eden eşinden 506 sayılı Yasa mevzuatına göre ölüm aylığı alan davacının, 15.01.1993 tarihinde ölen babasından da hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle yasal mevzuat ve değişiminin incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun “Eş ve çocuklara aylık bağlanması” başlıklı 68. maddesinin VI. fıkrasının 29.07.2003 tarihinden önceki şeklinde; “Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I inci bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartiyle, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” hükmüne yer verilmiştir. Sözkonusu düzenleme 29.07.2003 tarih ve 4958 sayılı Kanunun 35. maddesi ile; “Sigortalının kız çocuklarına

– bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I inci bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartiyle, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, yapılan düzenleme ile (VI) numaralı bentte yer alan kız çocuklarına bağlanan aylık kesme nedenleri, öncesinde sosyal sigortaya, emekli sandıklarına tabi çalışmaya başlamaları veya evlenmeleri hali olarak sınırlandırılmış iken, bu kesme nedenleri arasına “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi de eklenmek suretiyle genişletilmiştir. Ancak baba ve eşten dolayı ayrı ayrı aylık bağlanamayacağı şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yoluna gidilmemiştir.
Bu aşamada, aylık kesme nedenlerinin genişletilmesinden kaynaklanan sıkıntıların giderilebilmesi amacıyla kanun koyucu tarafından 09.07.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5386 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 506 sayılı Kanuna Geçici 91. madde eklenmiştir.
506 sayılı Yasaya 02.07.2005 tarih ve 5386 sayılı Yasayla eklenen geçici 91. madde hükmü ise, kız çocuklarına 06.08.2003 tarihinden önce bağlanan gelir ve aylıkların kendi çalışmaları dışında sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almaları halinde kesilmeyeceği yönündedir. 506 sayılı Yasanın geçici 91. maddesi 506 sayılı Yasa’nın 68. maddesini yürürlükten kaldırmamıştır. 06.08.2003 tarihinden önce de yasal engel nedeniyle kız çocuklarına her iki aylığın bağlanmasının mümkün olmadığı haller varlığını devam ettirecektir. İşte 506 sayılı Kanunun 21.06.1973 tarihli 1753 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik, 68/VI. maddesi bu hallerden birisidir. Geçici 91. maddede sözü edilen gelir ve aylıklar daha önce yasal engel bulunmaması nedeniyle iki ayrı sosyal güvenlik yasası kapsamında bağlanan aylıklardır.
Somut olayda; davacının babasının sigortalılık durumu belirlenerek, eşin ve babasının ölüm tarihlerine göre uygulanması gereken ilgili Kanun maddeleri tespit edilerek buna göre hem eş hem de babasından dolayı ölüm aylığı bağlanıp bağlanmayacağı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir..
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.