Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/11104 E. 2016/3565 K. 07.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11104
KARAR NO : 2016/3565
KARAR TARİHİ : 07.03.2016

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.3.1997-15.7.2002 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

Dava, davacının 15/03/1997 – 15/07/2002 tarihleri arasında davalı … ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 10/09/1998-31/12/1999 tarihleri arasında 471 gün, 01/05/2000-30/11/2000 tarihleri arasında 210 gün, 01/11/2001-09/02/2002 tarihleri arasında 99 gün olmak üzere 780 gün asgari ücretle sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, dava konusu edilen dönemde verilmiş bir işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, hizmet cetveline göre 03.06.2002 ile 2002/2 tarihleri arasında 18028,2002/3 ile 24.03.2011 tarihleri arasında 1003704 sicil numaralı Y.. B.. unvanlı işyerinden bildiriminin yapıldığı, 28.03.2011 den sonra ilçe milli eğitim müdürlüğü emrine verildiği, dava konusu edilen dönemde davalı işyerinden kuruma bildiriminin olmadığı, dönem bordrolarının dosyada bulunmadığı, davacının adına rastlandığı belirtilen yevmiyeli işçi bordrolarının belediyece sunulduğu, 1997/3,4,6,8,10,12 1998/1,2,3,4,5,7,8,9,10,12 1999/1,2,3,4,5,7,9,10,11,12 2000/5,6,7,8,9,10,11 2001/11,12 2002/1,2,3,4,5 .aylara ait imzalı ücret bordrolarının bulunduğu, davacının imzalara itirazının olmadığı, bazı aylarda çalışmasının kaç gün olduğunun fotokopi çekiminden dolayı belli olmadığı, bazı aylarda ise çalışmalarının 30 günden eksik olduğu, tarafından yazılan 03.06.2014 tarihli yazıda arşiv sisteminin düzensiz olması nedeniyle eksik aylara ait herhangi bir bordro,diğer çalışma evrakı ile ödeme makbuzuna rastlanılamadığının bildirildiği tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Davacının dava konusu edilen dönemdeki çalışmaları Kuruma hiç bildirilmemiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günü altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Davalı tarafından ibraz edilen bordroların imzalı olduğu ve bir çoğunda çalışmalarının 30 günün altında olduğu görülmüştür. Davalı tarafından imzalı ücret bordrosu ibraz edilen, ancak davacı tarafından aksi yazılı delil sunulamayan söz konusu aylardaki sürenin ücret bordrolarında belirtilen süre kadar olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde toplanan delillere göre, hak düşürücü süre de değerlendirilerek hüküm kurmaktan ibarettir.
Öte yandan ,hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar (hüküm sonucu), esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın hüküm sonucu ve gerekçe bölümünün bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa hüküm sonucu ile gerekçeli kararın gerekçe bölümünün aykırı olduğu duruşma tutanağı ve gerekçeli kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya ve Y.. B..’na iadesine
07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.