Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/10997 E. 2016/3137 K. 29.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10997
KARAR NO : 2016/3137
KARAR TARİHİ : 29.02.2016

Davacı,01/03/2007-24/05/2013 tarihleri arasında ödenmemiş olan yaşlılık aylıklarının 24/05/2013 toplu ödeme tarihi itibariyle işlemiş gecikme faizlerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının faiz alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Karar sayılı ilamı ile davacının kesilen aylığının 01/03/2007 tarihinden itibaren tekrar bağlanması gerektiğinin tespitine karar verildiği, kurulan hükmün Dairemizce yapılan inceleme neticesi Karar sayılı onama ilamı ile kesinleştiği, 01/03/2007 tarihinden itibaren biriken aylıklarının 24/05/2013 tarihinde toplu olarak ödendiği, eldeki davanın 06/06/2014 tarihinde açılmış olduğu, davacının Kurum’a müracaatla ayrıca faiz talebinde bulunduğuna dair 29/01/2013 tarihli dilekçesi yer alsa da dilekçenin Kurum kayıtlarına intikal ettiğinin evrak üzerinden anlaşılmadığı, ayrıca davacının 08/07/2013 tarihli faiz talebini içeren dilekçesinin Kurum’a sunulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 131/2. maddesi hükmü “İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir” düzenlemesine yer vermektedir. Buna göre evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu (ihtirazi kayıt) ve saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir surette son bulmuş olsa bile borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.

./..

İhtirazi kayıt, alacaklının borçluya yönelttiği bir irade bildirimi ile yapılır. Bu bildirim ifadan önce ifa sırasında yada en geç ifanın ardından derhal yapılmalıdır. İhtirazi kayıt ileri sürülmezse, ilişkin olduğu hakkın düşmüş sayılması, o haktan zımni olarak vazgeçilmiş olması esasına dayanır. İşlemiş faizleri talep hakkı saklı tutulduğuna ilişkin beyanla ilgili olarak yasada bir şekil öngörülmemiştir. Asıl borç son bulduğu halde alacaklı bu hakkını saklı tuttuğunu veya durum koşullardan bunun anlaşılması gerektiğini kanıtladığı takdirde işlemiş faizlerle ilgili hakkı son bulmayacaktır.
Mahkemece, toplu ödeme tarihinden önceki tarihli olarak davacı vekili tarafından Kurum’a sunulan 29/01/2013 tarihli evrakın Kurum kayıtlarına intikal edip etmediği anlaşılamadığından davacının ödemeyi almadan önce ihtirazi kayıt olarak ileri sürüp sürmediği, faiz hakkını saklı tutup tutmadığı, Kurumdan faiz ödenmesini talep edip etmediğine ilişkin Kurum kayıtlarına intikal etmiş herhangi bir belgenin varlığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.