Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/10661 E. 2016/3329 K. 03.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10661
KARAR NO : 2016/3329
KARAR TARİHİ : 03.03.2016

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 20/04/2011-06/05/2011 tarihleri arasında aylık net 1.500.00.TL. Ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava,hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dosya içindeki kayıtlardan; davacı adına işyerinden 28.05.2011 tarihli işe giriş bildirgesinin düzenlendiği ve 2011/5. ayında 4 gün, 2011/6. ayında ise 3 gün çalışmasının Kuruma bildirildiği, davalı i’nin 1000 kişilik öğrenci yurdu inşaat işinin mekanik tesisat işlerini verdiği ve davacının taşeron firmada tesisat ustası olarak çalıştığının dinlenen tanık beyanları ile de sabit olmasına rağmen, taşeron firma davaya dahil edilmeksizin sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
4857 sayılı Yasanın 2/6 ve 5510 sayılı Yasa’nın 12/son maddesi ile yürürlükten kalkan Sosyal Sigortalar Kanununun 87/2. maddesinde, hukuksal açıdan tarifi yapılan “aracı” veya halk arasındaki deyimi ile “taşeron”dan bahsedebilmek için; öncelikle asıl işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işverene devredilmelidir. Olayda olduğu gibi bina inşaat işlerinde, ana binayı veya asıl işi bitirmekle yükümlü bir işveren veya mülk sahibi, bu işin doğrama, döşeme, su tesisatı gibi bölümlerini aracılara devrettiğinde artık asıl-alt işveren ilişkisi bulunmaktadır.

…/…

Yapılacak iş; taşeron asıl işveren olduğundan davaya dahil edilip, onun yönünden hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.