Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/10272 E. 2016/2891 K. 25.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10272
KARAR NO : 2016/2891
KARAR TARİHİ : 25.02.2016

Davacı, 21/06/2011 tarihinden itibaren emeklilik aylığı almaya hak kazandığının tespitine, ödenmeyen aylıkların maaş tahakkuk tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının emeklilik işleminin 21/06/2011 tarihi itibariyle yapılarak 21/06/2011 ile 21/06/2012 tarihleri arasında ödenmeyen emekli maaşlarının tahakkuk tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 22/06/2009 tarihli tahsis talebinin ilk işe giriş tarihinin 07/08/1985 olduğunun, buna göre 5300 gün, 25 yıl ve 49 yaş şartını yerine getirmesi halinde aylık bağlanabileceğinin, 25 yıl sigortalılık süresi ile 49 yaşını tamamlamadan talepte bulunduğu için aylık bağlanamayacağının belirtilerek reddedildiği, mahkemesinin 2009/600 Esas sayılı dosyasında görülen davada davacının Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti ile birlikte tahsis talebine göre yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği, mahkeme tarafından davacının ” ” ndaki 03/03/1979 tarihli kaydının geçerli sayılmasına, ancak sigortalılık başlangıç tarihinin 22/03/1985 olduğunun ve Bağ-Kur sigortalılık süresinin 5 yıl, 8 ay, 9 gün olduğunun tespitine ve 22/06/2009 tarihinde şartları oluşmadığı için yaşlılık aylığı bağlanması yönündeki talebinin reddine karar verildiği, mahkemenin kararının Dairemizin 09/04/2013 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği, davacının 21/06/2012 tarihli ikinci tahsis talebine göre davacıya 01/07/2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının Kuruma verdiği 20/05/2013 tarihli dilekçesi ile mahkeme kararı ile tespit edilen 22/03/1985 tarihli sigortalılık başlangıcına göre aylık koşullarının 21/06/2011 tarihinde oluştuğunu belirterek bu tarihten itibaren aylık bağlanmasını talep ettiği, Kurum tarafından verilen cevapta, 22/03/1985 başlangıç tarihine göre bile 22/06/2009 tarihinde 25 yıl sigortalılık süresi olmadığı için aylık koşullarının oluşmadığının, bu nedenle aylık başlangıç tarihinde bir hata bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
…/….

506 sayılı Yasanın Yaşlılık Aylığından Yararlanma Şartlarını düzenleyen 60. maddesinin (H) fıkrasında ve 5510 sayılı Yasanın Yaşlılık Sigortasından Sağlanan Haklar ve Yararlanma Şartlarını düzenleyen 28. maddesinin 9. fıkrasında sigortalının yazılı istekte bulunması halinde yaşlılık aylığının bağlanabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacının tahsis talebinde bulunduğu 22/06/2009 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları taşımadığı, 22/03/1985 tarihli sigorta başlangıcına göre 48 yaşını tamamladığı 20/06/2011 tarihinde yaşlılık aylığı şartları oluşuyor ise de bu tarihte Kuruma yaptığı yazılı bir başvurusunun bulunmadığı, davacının 21/06/2012 tarihli tahsis talebine göre 01/07/2012 tarihinden itibaren davacıya aylık bağlandığı, Kurum tarafından yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığı anlaşıldığından 21/06/2011 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.