Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9885 E. 2014/18111 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9885
KARAR NO : 2014/18111
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2014
NUMARASI : 2010/71-2014/106

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı gerektirici sebeplere ve tarafların temyizlerinin kapsamına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, 15.08.2006 tarihindeki iş kazası sonucu %39.20 oranında iş güçü kaybına uğrayan davacının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davacı dava dilekçesini ıslah ile maddi tazminat miktarını artırmış ve ayrıca dava dilekçesinde yer almayan manevi tazminat isteminde de bulunmuştur.
Mahkemece, 85.973,16TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilirken manevi tazminat istemi bakımından usulünce açılmış bir dava bulunmaması gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.
H.M.K.’nın 176. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Öte yandan harca tabi davalarda her dava açılırken davacıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır. Islah dilekçesinin nispi harç yanında başvuru harcı yatırılarak mahkemeye verilmesi halinde bu dilekçenin mevcut hali ile birleştirme istemli ek dava dilekçesi olarak kabulü gerekir.
Tüm bu açıklamalar sonrasında somut olayda; davacının, 23.12.2013 tarihli maddi tazminat isteminin artırılması ve ilaveten dava dilekçesinde belirtilmeyen manevi tazminat istemine ilişkin dilekçesi ile birlikte yatırması gereken nispi harcın yanında başvuru harcını da ödediği açıktır. Hal böyle olunca davacının 23.12.2013 tarihli bu dilekçesinin mevcut haliyle birleştirme talepli ek dava olarak kabulü gerekli olup Mahkemenin usulünce açılmış bir dava olmadığı gerekçesine dayanan manevi tazminat isteminin reddi kararı usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, fazla alınan temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davalıya yükletilmesine 22/09/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.