Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9744 E. 2014/21638 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9744
KARAR NO : 2014/21638
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2014
NUMARASI : 2013/133-2014/54

Davacı, Kurum işleminin iptaline, kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 01.12.2008 tarihi itibariyle bağlanan yaşlılık aylığının iptali ile yersiz ödemelerin iadesi işleminin durdurulması, yaşlılık aylığının iptali işleminin iptal edilmesi, aylıkların kesildiği tarih olan 07.12.2012 tarihinden itibaren yeniden kendisine bağlanması ve birikmiş aylıkların faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davacının 01/10/2008-19/06/2010 tarihleri arasında 4/1-b sigortalısı olduğunun kabulü ile, davalı kurumun hatasının göz önünde bulundurularak 01/10/2008-19/06/2010 tarihleri arasındaki 4-1-b sigortalılığı prim borçlarının davacıdan yalnızca ana parasının (gecikme cezası, faiz ve gecikme zammı hariç) tahsil edilmesi, 01/10/2008-19/06/2010 tarihleri arasında davacıya ödenen yersiz aylıkların tahsilinde 5510 sayılı yasanın 96/b maddesinin uygulanması 01/07/2010 tarihinden itibaren mülga 1479 sayılı yasanın 10. Maddesi kapsamında tam yaşlılık aylığını hak ettiğine, 01/10/2008-19/06/2010 devresindeki yersiz aylık borcunu sıfırlamasının şart olduğu, 01/10/2008-19/06/2010 devresindeki yersiz aylık borcunu tamamen ödedikten sonra 01/07/2010 tarihinden itibaren 1479 sayılı yasanın geçici 10. maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazanması gerektiğinin tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davacının 3201 sayılı Yasaya göre 01.08.1980- 30.04.1992 ve 01.05.1992-2000 tarihleri arasında yurtdışında geçen çalışmalarını 01.07.2008 ve 25.09.2008 tarihlerinde iki kez ayrı ayrı borçlanma talebinde bulunarak, borçlanılan 7210 günün bedelinin 18.11.2008 ve 26.11.2008 tarihlerinde ödendiği, Türkiye’de 506 sayılı Yasa kapsamında geçen çalışmalarının bulunmadığı, 27.11.2008 tarihinde tahsis talebinde bulunulduğu ve 01.12.2008 tarihi itibariyle 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak davacının 04.03.2008 tarihinden itibaren devam eder şekilde vergi kaydının bulunması nedeniyle davacının Kurum’ca 01.10.2008 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı ve Kurum’ca SSK’ya yapılan yurtdışı borçlanmasının Bağ-Kur’a aktarıldığı, 01.12.2008—25.12.2012 tariheri arası yapılan yersiz
aylık ödemeleri olan 41.896,18TL’nin 5510 sayılı Yasanını 96/b maddesi uyarınca geri istendiği, 01.10.2008-19.06.2010 tarihleri arasındaki Bağ-Kur asıl prim borcunun 4.820,12TL ile gecikme zammı olan 2.208,37TL olmak üzere toplam 7.028,49TL’nin ödenmesi halinde davacıya 01.07.2010 tarihinden itibaren Bağ-Kur’dan aylık bağlanabileceğinin Kurum tarafından bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Kurum’un hatalı işleminin gecikme zammı ödenmesine engel olmayacağı, şarta bağlı hüküm kurulamayacağı, ödenmiş prime göre Bağ-Kur’dan aylığı henüz hak etmediği,ayrıca vergi kaydı nedeniyle ödenmemiş Bağ-Kur prim borçlarının bulunduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.