YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9713
KARAR NO : 2014/22889
KARAR TARİHİ : 06.11.2014
MAHKEMESİ : Adana 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/03/2014
NUMARASI : 2013/112-2014/164
Davacı, kesilen ölüm aylığının tekrar bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu ölüm aylığının durdurulması ve yersiz ödeme gerekçesiyle adına borç çıkarılmasına dair kurum işleminin iptali ile kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya ölü olan sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle 01/10/2008 tarihi itibariyle kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk işleminin tesis edildiği anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile davalı Kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 56. maddesidir.
Somut olayda, davacı Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 8.4.2003 tarih ,2003/67-325 Esas-Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandığ,davacıya 22.1.2003 tarihinde ölen babası Kerim Keskin nedeniyle yetim aylığı bağlandığı,18.6.2012 tarihli kontrol memuru raporunda yer alan, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayarak Kurumdan haksız menfaat temin ettiği yönündeki tespit üzerine yetim aylığı kesilerek, Kurumca, kanunun yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden sonra yapılan ödemelerin borç kaydedildiği,2011 yılına ait seçmen listesinde davacı ve eski eşinin aynı adreste oy kullandıkları, zabıta araştırmasında davacı ve eski eşinin 7-8 yıldır ayrı yaşadıklarının bilindiğinin tespit edildiği,9.2.2007 tarihinde davacının eski eşi C.. K..’ın Y.. mah.no .. iç kapı no 2 Yüreğir ADANA adresi için nüfus müdürlüğüne beyanda bulunduğu ancak bu adreste farklı bir ailenin oturduğu tespit edildiğinden iş bu adresin kapatıldığı, 11.7.2011 tarihinden sonra Y.. mah.no .. iç kapı no .. Yüreğir ADANA adresini beyan ettiği, bu tarihten sonra adres beyanının olmadığı,davacı adına herhangi bir su aboneliği bulunmadığı,ancak 20.7.2011 tarihinde Turkcell GSM operatörlüğü aboneliğinin mevcut olduğu ve abone adresi olarak da D.. köyü Y.. Adana adresini beyan ettiği, davacının vodafone GSM operatörlüğü aboneliğinde ise A.. mah….sokak no :.. adresini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 56.maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda, eylemi olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, Anayasanın 20. maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm deliller toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı,boşanma ilamı celbedilmeli,davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak, muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/ Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahalle/köy muhtar ve azaların tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece dosya kapsamına göre yukarıda belirtilen araştırmalardan bir kısmı yapılmış ise de yapılan araştırma yeterli olmayıp, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşama olgusunun ispatı için yukarıda açıklanan ve yerine getirilmeyen araştırmaların yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda araştırılarak, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşayıp yaşamadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucun davanın reddine karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.