Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9614 E. 2014/12562 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9614
KARAR NO : 2014/12562
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/1012-2014/165

Davacı murisinin, hizmet borçlanması olarak ödediği prim miktarının faiziyle iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, davacıların mirasbırakanı (anneleri) S. Ö.tarafından yatırılan 75.273,00 TL borçlanma bedelinin Kuruma ödenme tarihi olan 08.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 75.273,00 TL yurt dışı borçlanma bedelinin faizsiz olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıların mirasbırakanı (anneleri) 05.02.1960 doğumlu S. Ö.’ın 15.08.2013 tarihinde öldüğü, murisin davacılar dışında başka mirasçısının bulunmadığı, mirasçıların tamamının 1/3 oranında miras payının bulunduğu, murisin 08.01.2013 tarihinde borçlanma talebinde bulunarak 7211 gün için 31.01.2013 tarihinde 75.273,00 TL borçlanma bedeli ödediği, murisin 31.01.2013 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu, murisin aylık bağlama işlemleri devam ederken 15.08.2013 tarihinde öldüğü, davacılardan B.. Ç..’in 20.08.2013 tarihli dilekçe ile aylık işlemlerinin işlemden kaldırılmasını ve borçlanma tutarının iadesini istediği, Kurumun 03.10.2013 tarihli yazı ile murisin İsviçre’deki hizmetlerinin tespiti için yazışma yapıldığını ve murisin sağlığında yaşlılık aylığı talebinde bulunduğunu belirterek borçlanma tutarının iadesi istemini reddettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, aylık bağlanmadan ölen sigortalının ödediği yurt dışı borçlanma bedelinin mirasçılarca iadesinin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
3201 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 2.fıkrasına göre borçlanmadan sonradan vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere ve bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler, faizsiz olarak iade edilir. İadeyi, borçlanma bedelini bizzat ödeyen sigortalı talep edebileceği gibi aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyen veya aylık talep etmeden ölen sigortalının mirasçıları da isteyebilir.
Sosyal güvenlik hukukunun kamusal niteliği belirli haklardan vazgeçmeye engel ise de borçlanma hakkını kullanarak bedelini ödeyen murisin sağlığında vazgeçebileceği borçlanmadan, mirasçıların vazgeçemeyeceğini kabul etmek, Kanun’un lafzına sıkı sıkıya bağlı katı bir yorumdur. Murisin borçlanma sonrasında aylık bağlanmadan ölmesi halinde mirasçıların ölüm aylığı talebi isteğe bağlı olduğu gibi her bir mirasçının diğerlerinden bağımsız olarak yeniden borçlanma hakkı da bulunmaktadır. Ölüm aylığı belirli koşullar var ise hak edildiğine göre, bu koşulların hiç bir zaman oluşmaması mümkün olduğu gibi koşulların sağlanmasına kadar borçlanma bedelinin iade edilmemesinin mirasçılara herhangi bir yararı da bulunmamaktadır.
Somut olayda, mahkemece sigortalı muris tarafından ödenen borçlanma bedelinin mirasçılara iadesinin mümkün olduğuna dair mahkeme kabulü yerindedir.
Davacıların faize yönelik temyizine gelince; 3201 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 2.fıkrasında yurt dışı borçlanma bedelinin faizsiz olarak iade edileceği ifade edilmiş ise de bu hüküm Kurumun iade isteminin gereğini uygun bir süre içerisinde yerine getirmesi haline özgü olup Kurumun iade istemini hukuka aykırı bir biçimde reddederek dava açılmasına neden olması halinde yasal faiz ödemekle yükümlü tutulması gerekir. Somut olayda, davacılardan B.. Ç..’in 20.08.2013 tarihinde iade isteminde bulunduğu ancak dilekçesinde açıkça faiz isteminin bulunmadığı, diğer iki davacının ise davadan önce böyle bir isteminin bulunmadığı, Kanun’da açıkça iadenin faizsiz yapılacağı belirtilmekle birlikte Kurumun iade istemini hukuka aykırı bir biçimde reddetmek suretiyle davanın açılmasına neden olduğundan dava tarihinden itibaren faiz ödemekle yükümlü olduğu, davacıların miras şirketine dahil “yurt dışı borçlanma bedelinin iadesini” dava tarihinden önce birlikte istemedikleri için dava tarihinden önce faiz yürütülmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla 75.273,00 TL yurt dışı borçlanma bedelinin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesi gerekirken faiz isteminin tamamen reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine 05/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.