Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9574 E. 2014/17968 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9574
KARAR NO : 2014/17968
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2012/446-2014/36

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazasına uğrayan sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı Mecbure için 42.183,45 TL maddi tazminat ile 12.000 TL manevi tazminatın, davacılar Kenan ve Nuran’ın maddi tazminat taleplerinin reddi ile 10.000’er TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 07.02.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, davaya konu 07.02.2001 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, sigortalının bu olay sonucunda vefat ettiği, hükme esas alınan kusur raporunda % 40 oranında davalı işverenin, % 50 oranında davalı işverenin istihdam ettiği C..T..’in, % 10 oranında ise davacı işcinin kusurlu olduğunun belirtildiği, 16.02.2004 tarihinde 1000,00 TL değerinde açılan maddi tazminat davasında dava değerinin davacı mecbure yönünden 21.05.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile 105.458,63 TL artırıldığı, ıslah dilekçesinin davalı vekiline 29.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekilinin 10.06.2013 tarihinde yani süresinde zamanaşımı def-i’nde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bu tür davalarda gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresi esastır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir.
Hal böyle olunca, davacı tarafından 07.02.2001 tarihinde meydana gelen haksız fiile ilişkin maddi tazminat isteminin 21.05.2013 tarihinde ıslahen artırılması üzerine, süresi içerisinde davalı vekili tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i’nin kabul edilerek ıslahen istenilen miktara ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, ıslahen istenilen miktarın bir kısmını da kapsar biçimde davacı Mecbure yönünden maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine
18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.