Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9507 E. 2014/13751 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9507
KARAR NO : 2014/13751
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : Simav Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2012
NUMARASI : 2006/5-2012/39

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 03/03/1997-15/01/2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum, A.. G.. ve S.. G.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 03/03/1997-15/01/2005 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, davacının 03/03/1997-15/01/2005 tarihleri arası SGK’ya bildirilenler haricinde fiilen çalıştığının tespitine karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298.maddelerine göre yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına işe giriş bildirgesinin 03/03/1997 tarihinde verildiği, 03/03/1997-07/02/2005 tarihleri arası davalı tarafından kısmi bildirim yapıldığı, ücret bordrolarının büyük bir bölümünün imzasız olduğu, dinlenen tanıklar beyanlarında, davacının ameliyat olup raporlu olduğu süreler dışında sürekli çalıştığını belirttikleri, 27/06/2006 tarihli celsede davacı asil, ameliyat olup 11 ay raporlu olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı beyanında 11 ay raporlu olduğunu belirtmiş olup, raporlu geçen bu sürelerin tespit edilip dışlanmadan ve hüküm altına alınan sürelerin açıkça gösterilmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle davacıyı çağırıp hangi dönemde 11 ay raporlu olduğunu ve hangi sağlık kuruluşunda tedavi gördüğünü sormak ve ilgili sağlık kuruluşundan raporun bir örneğini getirtip raporlu olan süreleri tespit edip dışlayarak ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm altına alınan sürelerin açıkça gösterilerek karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan A.. G.. ve S.. G..’na yükletilmesine 16/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.