Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9386 E. 2014/12046 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9386
KARAR NO : 2014/12046
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2011/363-2011/546

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm; davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yenileninceye kadar işlemsiz bırakılan davanın, üç aylık süre içerisinde yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davalı Kurum lehine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 30.06.2011 tarih ve 2011/321 YD. sayılı kararı gereğince 120,00 TL nispi avukatlık ücretine hükmedilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1.maddesine göre “Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, Tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.”
Tarifenin 7/1.maddesinde ifadesini bulan “delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesi” kavramının 01.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın basit yargılama usulünü düzenleyen 316-322.maddeleri çerçevesinde nasıl anlaşılması gerektiğinin açıklanması gerekmektedir.
HMK’nın 318.maddesine göre “Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.”
HMK’nın “Ön İnceleme ve Tahkikat” başlıklı 320.maddesine göre mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilir ise de daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
Tahkikat, iki tarafın esas dava hakkında göstereceği bütün iddia ve savunmaların birlikte incelendiği, tarafların gösterdikleri delillerin ileride hükme esas alınmak üzere ispat hukuku kurallarına göre değerlendirildiği aşamadır. Ön inceleme aşamasında veya öncesinde HMK’nın 318.maddesine uygun bir biçimde taraflarca deliller sunulmuş olsa dahi tahkikat aşamasına geçilmediği müddetçe delillerin ispat hukuku kuralları çerçevesinde değerlendirilmesine de geçilmez. Bu nedenledir ki tahkikat aşamasına geçilmeyen hallerde delillerin sunulmuş olması Tarifenin 7/1. maddesinde ifadesine göre delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesi olarak nitelendirilemez. Tahkikat aşamasına geçilmesi halinde ise delillerin Yasa’nın 318.maddesine uygun bir biçimde ön inceleme aşamasında veya öncesinde yada tahkikat aşamasında sunulması halinde Tarife ile belirlenen ücretin tamamına hükmedilmesi gerekir.
Yukarıda yer alan hukuki açıklamalar ışığında, mahkemece ön inceleme aşamasında karar verilmesi halinde Tarife ile belirlenen avukatlık ücretinin yarısına, tahkikat aşamasında karar verilmiş ise delillerin tahkikat aşamasında veya daha önce sunulmuş olması koşuluyla Tarife ile belirlenen avukatlık ücretinin tamamına, tahkikat aşamasında karar verilmiş ancak deliller sunulmamış ise yine Tarife ile belirlenen avukatlık ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekir.
Öte yandan, iki tarafın esas dava hakkında göstereceği bütün iddia ve savunmalar birlikte incelenmediği takdirde gerçek anlamda tahkikat aşamasına geçildiği kabul edilemeyeceğinden; ön inceleme duruşmasının sona erdiği belirtilerek usulen tahkikat aşamasına geçilmesi veya ön inceleme ile tahkikat aşamasının birleştirilerek aynı oturumda görülmesi hallerinde dahi avukatlık ücretinin yukarıdaki gibi belirlenmesi gerekir. Somut olayda, davacı tarafça davanın işlemsiz bırakıldığı, davanın üç aylık süre içerisinde de yenilenmediği, mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına karar verdiği ancak; davalı Kurum lehine 120,00 TL nispi avukatlık ücretine hükmedildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 30.06.2011 tarih ve 2011/321 YD. sayılı kararının konusu para ile değerlendirilecek davalara ilişkin olduğu; eldeki davanın ise hizmet tespiti davası olduğu, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde “delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmediği” kabul edilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1.maddesine göre Tarife ile belirlenen maktu avukatlık ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken, 120,00 TL nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle karardaki hüküm kısmına (4.) bendinin silinerek, yerine; “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 550,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Kurum’a ödenmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.