Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9362 E. 2014/28088 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9362
KARAR NO : 2014/28088
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2014
NUMARASI : 2013/145-2014/58

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 08/03/1982 olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 08/03/1982 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, doğum tarihi 04/03/1968 olan davacının, sigortalılığının başladığını iddia ettiği 08/03/1982 tarihi itibari ile 14 yaşında olduğu, M. A.’e ait Bobin Torna Atölyesi isimli işyerinde 08/03/1982 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin, işverence davalı Kuruma 09/04/1982 tarihinde ibraz edildiği, davacıya ait SGK hizmet cetveli incelendiğinde, ilk sigorta prim ödemesinin 01/01/1988 tarihinde başka bir işveren tarafından yapıldığı, öncesinde sigorta prim ödemesinin bulunmadığı anlaşılmış, davacının tespitini talep ettiği tarih itibari ile 1982 yılı 1. dönemine ait sigorta prim bordrolarında S.. H.. ve Adil Kala’nın dönem bordro tanığı olarak isimlerinin yer aldığı, işverene ait sözkonusu işyerinin, 506 sayılı Yasa kapsamına 16/02/1982 tarihinde alındığı, 30/06/1994 tarihinde ise çıkarıldığı tespit edilmiş, mahkemece yaptırılan komşu işyeri araştırması neticesinde düzenlenen kolluk tutanağında, adı geçen işverene ait işyeri adresine gidildiğinde, adreste 15 yıldan beri başka bir kişiye ait kasap dükanının faaliyet gösterdiği, torna atölyesi olan işyerini bilenin olmadığı bildirilmiş, bildirgede yazılı “Ü. Mah. H. D. Cad. No: …/… Gaziantep” adresi ve 08/03/1982 olan işe giriş tarihi itibari ile davalı Kurum’dan , Belediye Başkanlığı ve ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden M. A.’e ait “Bobin Torna Atölyesi” isimli işyerine komşu işyerlerinin ve komşu işyeri bordro tanıklarının araştırılmadığı belirlenmiştir. Davacının gösterdiği dönem bordro tanığı Adil Kala alınan beyanında, 1980 yılında M. A.’e ait torna atölyesinde işçi olarak çalışmaya başladığını, davacının ise kendisinden sonra aynı atölyede tornacı olarak işe girdiğini, 1982 yılı içinde aynı tarihte ikisinin de işe giriş bildiriminin Kuruma ibraz edildiğini, davacı ve kendisinin belirtilen tarihte işçi olarak çalıştıklarını ifade etmiş, mahkemece re’sen dinlenen dönem bordro tanığı S.. H.. ise, belirtilen işyerinde 1980’li yıllarda işçi olarak çalıştığını, davacıyı hatırlayamadığını, aradan 30 yılı aşkın süre geçtiğini bildirmiştir.
Bu davada çözümlenmesi gereken hukuki sorun, davacının, sigortalılık başlangıcının tespitini talep ettiği tarih itibari ile 14 yaşında olduğu da dikkate alındığında; işveren ile arasındaki ilişkinin çıraklık ilişkisinden mi, yoksa üretime yönelik hizmet akti ilişkisinden mi kaynaklandığı hususu ile fiili çalışma olgusunun ispatı noktasında toplanmaktadır.
Çıraklık Kanunu’na göre kurulan çıraklık okullarında okuyanlar çırak sayılmaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliğini belirlemede, bir başka ifade ile davacının dava konusu dönemde çırak olup olmadığına karar verirken çıraklık sözleşmesi hükümlerine göre değil, çalışma ilişkisine bakarak bir sonuca varmalıdır. Gerçekten Çıraklık Sözleşmesinde akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma değil, bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyor ise bu durumda, çıraklık ilişkisinden söz edilemez. Zira burada gerçekleşen; işçinin emeğiyle işyeri ve işverene katkıda bulunmasıdır ki bu da ancak bir hizmet ilişkisi ile söz konusu olur. Kişi Kurumca çırak olarak bildirilmiş ise, çırak olmadığını ispat külfeti kişiye düşer. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği tespit edilirken, işyerinde çırak olarak çalışmakta olan kişinin, 19 yaşından gün almaya başladığı tarihten itibaren çalışmasına çırak olarak mı yoksa diğer kadrolu işçiler gibi üretime yönelik mi devam ettiğinin tespiti yönünden de “çalışma ilişkisine ve biçimine” bakmak gerekmektedir.
506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Öte yandan 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlayacağı, bu tarihten önceki süreler için ödenen malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayısı hesabına ekleneceği bildirilmiştir. Aynı Yasa’nın Geçici 54. maddesi “01.04.1981 tarihinden önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 506 sayılı Yasanın 60/G maddesi hükmü uygulanmaz” hükmü amirdir.
Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp, ilgili SGK İl Müdürlüğünden, Belediye Başkanlığından, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden, ayrıca zabıta marifetiyle işyerine (Ü. Mah. H. D. Cad. No: …/… Gaziantep) o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri ile daha önce dinlenen dönem bordro tanıklarının; çalışmanın niteliği, alınan ücret hususları ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; davacı işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor,
meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyeceğinden davacının çalışmalarının tüm sigorta kollarına tabi olduğunu kabul etmek ve davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihte başlayacağı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.