Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9285 E. 2014/12191 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9285
KARAR NO : 2014/12191
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2013/427-2013/750

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabul veya tümden reddedildiği hallerde, reddedilen bir talebi bulunmadığından davacının veya davacı yararına kurulan bir hüküm bulunmadığından davalının kararı temyizde ilke olarak hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmekte ise de tarafların kararın gerekçesini temyiz etme hakları bulunduğundan gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla temyize ilişkin hükümleri uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK’un 433.maddesinin 2.fıkrasına göre İş Mahkemesinde katılma yoluyla temyiz mümkün olup gerekçeli temyiz dilekçesinin (veya sunulmadığı takdirde kısa temyiz dilekçesinin) kararı temyiz etmeyen karşı tarafa tebliği zorunludur. Taraflar, temyiz dilekçesinin tebliğinden sonra süresinde temyiz talebinde bulunabilirler.
Ne var ki, davanın tümden kabulü veya tümden reddi halinde karar yararına olan ve bu nedenle ilke olarak kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığı kabul edilen taraf, gerekçeli karar tebliğine rağmen kararı temyiz etmediği takdirde temyiz dilekçesinin bu tarafa tebliğine gerek yoktur.
Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmiş ve taraflar temyiz haklarını kullanmışlarsa; temyiz dilekçesinin diğer tarafa tebliğine veya katılma yoluyla temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğine gerek yoktur.
Bunun yanında nisbi harca tabi davalarda, hükmü temyiz eden davalının temyiz başvuru harcı ve ilam harcının 1/4’nü ( nispi temyiz karar harcı ) peşin olarak yatırması gerekir. (10.5.1965 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) .
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda;
Öncelikle davalı şirket O.U. İnşaat San.Tic.A.Ş tarafından sunulan temyiz dilekçelerinin, kararı temyiz etmeyen karşı tarafa yöntemince tebliğ edilerek katılma yoluyla temyiz hakkının kullanılması için uygun bir süre beklenmesi, ayrıca 13.11.2013 tarihli hükmü temyiz eden O. U. İnşaat San.Tic.A.Ş’nin temyiz harcı eksikliğinin giderilmesi, gerektiğinde HUMK‘un 432. maddesindeki prosedürün işletilmesi, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde ise kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi sonrasında tebliğ belgeleri de eklendikten sonra gönderilmek üzere,dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.