Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9081 E. 2014/16934 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9081
KARAR NO : 2014/16934
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Marmaris 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2013/106-2013/752

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/04/2002-06/04/2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi ve davalılardan O.. R.. vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının davalı yanında 506 sayılı Yasa kapsamında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece ilk olarak; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1-e maddesi gereğince ev hizmetlerinde çalışanlar hakkında 506 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmayacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı ile dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, Dairemizin 17.12.2012 tarih ve 2011/5672 esas, 2012/23468 karar sayılı bozma kararında; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 3/I-D ve 5510 sayılı Yasa’nın 6/c maddelerinde; ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç olmak üzere ev hizmetlerinde çalışanların Yasa kapsamında sigortalı sayılmayacaklarının düzenlendiği, davacının davalı yanında sürekli ve ücret karşılığında çalıştığını iddia ettiği, bu nedenle mahkemece işin esasına girilip sonuca gidilmesi gerektiği belirtilmiş ve mahkemece bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonucunda davacının davalı işyerinde 15.10.2002 – 06.04.2010 tarihleri arasında her yıl 180 gün olmak üzere asgari ücret ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davacının Kurum’a bildirilen çalışmasının bulunmadığı, davacının eşi ve hasta olan kayınvalidesi ile birlikte davalıya ait villanın en alt katında yaşadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bozma kararı sonrası davalı vekilinin sunduğu beyan dilekçesinde; davacının eşi ile, T.. Otel’deki bahçivanlık ve havuz bakım işi dışında, sabah işe gitmeden ve akşam saat 18:00’den sonra işten geldikten sonra çalışılmak üzere anlaşıldığının, bu nedenle de davacının eşinin hesabına davalı tarafından düzenli para yatırıldığının, davacının ise arada sırada temizliğe geldiğinin ve bu çalışmasının ücretinin ödendiğinin, davalının 2006 yılında emekli olup yaz sezonunda Marmaris’e taşındığının, 2006 yılı öncesinde yılda bir ay villaya gelindiğinin, bu dönemde ev işleri için N.. S.. isimli bayanın temizlikçi olarak alındığının, bazen de davacının çağrıldığının, 2006 yılı sonrasında villada davalı tarafından 5 ördek, 2 maymun, 1 köpek ve 1 kinkajo beslenmeye başlandığının, havuz ve bahçe bakımının sadece yaz aylarında yapıldığının, davacının kayınvalidesinin sürekli bakıma muhtaç olduğunun, bu nedenle de davacının çalışmasının mümkün olmadığının iddia edildiği, dosyada mevcut müşteri hareketleri listesinden; davalı tarafından, davacının eşi adına 15.11.2002 – 11.05.2009 tarihleri arasında genelde her ay düzenli olarak para gönderildiği, gönderilen miktarların farklılık gösterdiği, davacının eşinin 01.05.2002 – 05.11.2005 tarihleri arasında her yıl aynı işyerinde 5. aydan yıl sonuna kadar ayda 30 gün çalışmasının bulunduğu, ayrıca davacının eşine 01.01.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda; mahkemece, davacının çalışmaları ve bu çalışmaların kapsam ve niteliği şüpheye mahal vermeyecek şekilde ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacının talep ettiği dönemde, davalıya ait villanın bulunduğu mahallede muhtarlık yapmış kişileri, yanısıra villaya komşu diğer villa sahiplerini ve buralarda tam zamanlı çalışan kişileri, ayrıca villa etrafında bulunan esnaflar ile buralarda çalışan kimseleri zabıta marifeti ile tespit etmek ve bu kişiler arasından re’sen seçilecek tanıklar ile davalının beyanlarında ismi geçen N.. S..’ı mümkün ise yapılacak keşif sırasında dinleyerek, davalının 2006 yılından sonra villada sürekli olarak yaşadığı yönündeki iddiaları da dikkate alınarak, 2006 yılı öncesi ve sonrasını da içerecek şekilde davacının çalışmaları ve bu çalışmaların kapsamı hususlarında beyanlarını almak, ilgili muhtarlıktan davalının ikametgah değişikliği yapıp yapmadığını sormak, davacının yatalak olduğu kayınvalidesinin sağlık durumunu ve davacının kendi hastalıkları nedeni ile ne kadar süre villadan ayrı kaldığını da belirledikten sonra, tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak ve part-time çalışma olgusu da değerlendirilerek, gerekli ise dosya konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.