Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/9043 E. 2014/25593 K. 28.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9043
KARAR NO : 2014/25593
KARAR TARİHİ : 28.11.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2012/337-2014/85

Davacı, murisinin davalılardan işverene ait işyerinde çalıştığı sırada meydana gelen ölüm olayının iş kazası sonucu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının mütevaffa eşi Ş.. Y..’in davalı işyerinde 2. Kaptan olarak çalışırken kalp krizi geçirmesi sonucu ölmesi nedeniyle olayın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; sigortalının 25.9.1969 doğumlu olduğu, davalıya ait iş yerinde 2.6.2004 ile 17.6.2004 tarihleri arasında çalıştığı, 17.6.2004 tarihinde odasında dinlenirken kalp krizi geçirdiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 13. maddesine göre iş kazası;
“Madde 13- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) (Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Olayın, işkazası olarak kabul edilebilmesi için; olaya, maruz kalan kişinin 5510 sayılı Kanunun 4. maddesi anlamında sigortalı olması, olayın, 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, olayın, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.
Taraflar arasında, sigortalının, kalp krizi geçirdiği tarihteki çalışmasının hizmet sözleşmesine dayalı olduğu, ölümle sonuçlanan olayın, kalp krizi sonrasında meydana geldiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2004 tarih ve 2004/21-529 Esas, 2004/527 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “… yasanın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun, birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı halde, başka kısıtlayıcı bir koşulun varlığı aranmamalıdır. Kısacası; anılan yasal düzenleme, sosyal güvenlik hukuku ilkeleri içinde değerlendirilmeli; maddede yer alan herhangi bir hale uygunluk varsa zararlandırıcı sigorta olayının kaynağının işçi olup olmaması ya da ortaya çıkmasındaki diğer etkenlerin değerlendirilmesinde, dar bir yoruma gidilmemelidir…”
Dairemizin 2010/9800 E.,2012/4714 K. Sayılı, 27.3.2012 tarihli bozma ilamında davalı işverene de husumetin yöneltilmesi gerektiği belirtilmiş ve davacılar murisinin geçirdiği kalp krizi ile ilgili illiyet bağının araştırılması ve gerektiği takdirde illiyet bağının YSK ve Adli Tıp Kurum’undan sorularak sonuca göre karar vermek gerektiğini belirtmiştir.
Dairemizin bozma ilamı sonrasında mahkemece S.S.Y.S.K’dan alınan raporda görev alanına girmediği ve Adli Tıp Kurum’dan alınan raporda ise kalp krizi nedenleri arasında çok sayıda risk faktörlerinin bulunduğu, değerlendirmenin mahkemece yapılması gerektiğini belirtmiştir. Raporların içeriğinden davacının geçirdiği kalp krizinin bedensel nedenlere dayalı olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında; Mahkemece, öncelikle davacı murisinin kalp krizi sonucu ölümü ile yaptığı iş arasında illiyet bağının kesilmediği gözetilmeli, olayın işyerinde gerçekleştiği de göz önünde tutularak davanın kabulüne karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı tarafın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine
28.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.