YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9007
KARAR NO : 2014/22665
KARAR TARİHİ : 04.11.2014
MAHKEMESİ : Sakarya İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2009/696-2013/891
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Z.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Z.. Ü.. İnş. Taah. Tur.Pet. Ür. AŞ. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; 26.11.2007 tarihinde iş kazası geçiren davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın ve birleştirilen dosyadaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 61.333,37 TL’nin 26.11.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte (davalı M.. Genel Sigorta A.Ş. Yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere ve dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte) davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 30.000,00 TL manevi tazminatın 26.11.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı Z. Ü.. İnşaat Taah. Tur. Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 26.11.2007 tarihinde iş kazası geçirdiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından davacının maluliyet oranının % 32,2 olduğunun bildirildiği, uzman bilirkişilerden oluşan heyet tarafından işverenin %80, davacı işçinin %20 kusurlu olduğunun bildirildiği, davalı Kurum müfettişi tarafından düzenlenen 16.07.2008 tarihli raporda olayın iş kazası olduğunun belirtildiği, 2007/11. aya ilişkin imzalı ücret bordrosunda davacıya 419,15 TL ödendiği, ayrıca 2008/1-2-4-9 ve 2009/6. aya ilişkin imzalı para makbuzlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda ise; her ne kadar İnşaat Mühendisleri Odası tarafından boru hattı döşeme işlerinde çalışan tecrübeli bir ustanın 2007/Kasım ayı itibari ile 960,00 TL alacağının bildirilmesi üzerine bilirkişi tarafından bu miktar esas alınarak zarar hesabı yapılmışsa da; dosyada mevcut 2007/11. aya ait imzalı ücret bordrosundan davacıya 419,15 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca söz konusu emsal ücret araştırmasında “boru hattı döşeme işlerinde çalışan tecrübeli bir ustanın” emsal ücreti bildirilmiş olup dosya kapsamından; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müfettişi tarafından düzenlenen raporda davacının düz işçi olduğunun bildirildiği, davacının da müfettişe verdiği ifadede “işyerinin yapmakta olduğu şehir içme suyu şebekesinde boru döşemesi gibi işlerde görevlendiriliyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, bu itibarla davacının “usta” olduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; aksi aynı kuvvette yazılı belgeyle kanıtlanamayan imzalı ücret bordrosundaki miktar esas alınarak yeniden hesap raporu aldırmak ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan Z.. A.. ‘ye iadesine
04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.