Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/871 E. 2014/3069 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/871
KARAR NO : 2014/3069
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/371-2013/548

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı TTK Genel Müdürlüğü’nün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, yakalandığı meslek hastalığı neticesinde sürekli iş göremezliği artan davacı sigortalının, %15 fark maluliyetinin tespit tarihi olan 25/04/2013’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile 15.000 TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı işçinin meslek hastalığı nedeniyle % 15 oranında fark maluliyetinin bulunduğu ve kusursuz olduğu; davalı işverenin %75 oranında kusurlu olduğu ve somut olayda %25 oranında kaçınılmazlığın bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkemece, %15 oranında fark maluliyet için 25/04/2013 olan tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 15.000 TL manevi tazminat fazladır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.