YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/853
KARAR NO : 2014/4731
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2010/693-2013/195
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi davalılar vekillerince duruşmalı, olarak tespit edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Konya Selçuklu Krom MagnezyumTuğla San. A.Ş.’nin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacının temyiz nedenlerine gelince;
Dava, iş kazası sonucu 13.01.2007 tarihinde sürekli işgöreremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 36.400.00.- TL manevi tazminatın kaza tarihinden yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
% 52 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının, iş kazasında % 30 ve davalı Konya Selçuklu Krom MagnezyumTuğla San. A.Ş.’nin % 40, davalı Ö..A..M… A.Ş’nin ise % 30 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, sigortalının maluliyet oranı, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler ve özellikle davacının maluliyet oranı gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 36.400.00.- TL manevi tazminat azdır.
3- Her ne kadar mahkeme kararında harca hükmedilirken, ilam harcından eksik peşin harç düşülmüş ise de, bozma üzerine yapılacak yargılama sonrasında harç yeniden hesaplanacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.