Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/8511 E. 2014/27433 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8511
KARAR NO : 2014/27433
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2012/359-2013/965

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 504.338.08 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan H.. B.. vekillerince istenilmesi ve davalılardan H.. B.. vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/12/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü H.. B.. adına vekili Avukat A. K. geldi. Davalılardan G.. K.. ile davacı adına kimse gelmedi.Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacı vekilinin tüm, temyiz eden davalı H.. B.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 11.01.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 67 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi ve manevi tazminat istemi ile eşinin manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece sigortalının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalılardan H.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin manevi tazminatların takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Maddi tazminatın belirlenmesi sırasında ise, tazminatın hesabında esas alınacak ücrette hataya düşüldüğü görülmektedir.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Davacının inşaat duvar, kalıp, demir ustası olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden belli olmaktadır. Öte yandan vasıflı işçinin asgari ücretle ya da bu civarda bir ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği açıktır. Bu nedenle yerel mahkemece, davacın asgari ücretin üzerinde bir ücret ile çalışacağının kabulü ile olay tarihinde davacının emsali işçilerin ücretinin araştırılmasına gidilmesi isabetlidir. Ancak tanık beyanları ve Yol iş Sendikasının bildirdiği ücretler dikkate alınmak suretiyle gerçek ücretin belirlenmesi hatalı olmuştur. Gerçekten davalı işyerinde sendika ve toplu iş sözleşmesi uygulamasının söz konusu olmadığından sendika tarafından bildirilen emsal ücretlern tazminat hesabında esas alınması mümkün değildir. Öte yandan tanık beyanlarının asgari ücretin üzerindeki ücret iddiasını kanıtlamada tek başına yeterli olamayacağı da ortadadır. Hal böyle olunca tanık beyanları ve Yol iş sendikası tarafından ücretlerle tazminatın hesaplanmasının hatalı olduğu açık ve seçiktir.
Yapılacak iş, davacı işçinin, tecrübeli bir inşaat demir, kalıp, duvar ustası olduğu ve bu nitelikteki bir işçinin asgari ücretle çalışmayacağı kabul edilerek, Türkiye İstatistik Kurumu ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, ilgili meslek kuruluşundan, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretle sigortalının maddi tazminatını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmını indirmek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle tazminat hesabında esas alınacak ücretin belirlenmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı H.. B.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine,
temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan H.. B..’e iadesine

16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.