YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8503
KARAR NO : 2014/9902
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2013
NUMARASI : 2012/243-2013/32
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/08/2008-15/10/2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde sübut bulmayan davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı sitede 01.08.2008 – 15.10.2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 3 aydır maaşını alamadığına dair şikayeti üzerine davalı Kurum memurlarının davalı siteye gittikleri ve 06.10.2010 tarihli tutanakta; davacının ifadesinde, kaloriferci dairesinde oturduğunu, her akşam çöp topladığını, haftada bir gün temizlik yaptığını, kış aylarında kalorifer yaktığını, ateşçi belgesi bulunduğunu, kaloriferci dairesine kira ile elektrik su parası ödemediğini beyan ettiğinin, yönetici ve yardımcılarına rastlanmadığının, site sakinlerinin de beyan ve imza vermekten imtina ettiklerinin tespit edildiği, tutanağın sonuç kısmında; 06.10.2009 tarihi itibari ile ( denetimden 1 yıl öncesi için ) davacının işe giriş bildirgesinin düzenlenmesinin istenilmesi, verilmezse re’sen düzenlenilmesi, işyerinin Yasa kapsamına alınış tarihi olan 23.12.2010 tarihinin 06.10.2009 olarak düzeltilmesi gerektiğinin bildirildiği, bunun üzerinde davacı adına davalı işyerince 06.10.2009 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlediği, davacının talep ettiği dönemde davalı Kurum’a bildirilen çalışması bulunmadığı, davalı Kurum müfettişince davalı sitenin evrakları üzerinde inceleme yapıldığı ve raporda; 31.05.2009 tarihinde toplanan site yönetiminin davacının eşine kapıcılık ücreti olarak 400,00 TL ödendiğine dair ibare olduğu, 31.05.2009 – 23.05.2010 tarihleri arasında ücretin düzenli olarak ödendiği, 23.05.2010 tarihinde site yönetiminin değiştiği ve davacının eşini sigortalı yapmak istediği, ancak davacının eşinin sigortalı olmak istemediği, bu tarihten sonra ücret ödendiğine dair belge bulunmadığı, 12.11.2010 tarihli müfettiş denetiminde davacının eşinin davalı işyerinde çalıştığının tespit edildiği, davacının eşine 20.07.2010 tarihinde %80 görme kaybı teşhisi konulduğu, ayrıca her ne kadar davacı da davalı işyerinde çalıştığını beyan etmekte ise de site yönetimi ve sakinleri ile yapılan görüşmelerde herkesin davacının eşini kapıcı ve kaloriferci olarak bildiği ve siteye ait defter ve evraklarda davacının eşinin adının geçtiği, bu itibarla da davacının çalışmasının bulunmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği, davacının 27.04.2003 tarihli ateşçi belgesi bulunduğu, 18.12.2009 ve 10.05.2010 tarihli ısınmadan kaynaklı hava kirliliği denetim tutanağında ateşçi olarak davacının adının yazdığı, ancak tutanağı teslim alan kısmında davacının eşinin adının yazdığı, davacının eşinin %80 görme kaybı bulunduğu ve 01.05.2002 tarihinden itibaren maluliyet aylığı aldığı, davacının eşinin hizmet cetvelinden; 2009/5,11,12. aylarda ve 2010/1-7. aylar arasında davalı işyerinden ( 1E ) belge türü ( normal çalışmaya ek bildirim ) ile hizmet bildirildiği, davalı Kurum tarafından, davacının eşinin maluliyet aylığının 31.05.2009 tarihinde davalı işyerinde başlayan çalışmaları nedeni ile durdurulduğu ve 31.05.2009 – 23.10.2011 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıklar nedeni ile 22.689,57 TL’nin talep edildiği, davacının eşinin bu nedenle anılan tarihlerdeki sigortalılığının iptali ile borçlu olmadığının tespiti için dava açtığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davalı sitede davacının mı yoksa eşinin mi kapıcı olarak çalıştığı hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; zabıta marifeti ile talep edilen dönemde davalı siteye komşu apartman/sitelerde çalışan kapıcılar ile bu apartman/sitelerde oturan kişilerin ve bakkal, market, manav gibi esnafların tespitini sağlamak ve bu kişiler arasından re’sen seçilecek kişileri dinlemek, davacının eşinin hizmetlerinin iptaline ilişkin açtığı dosyayı inceleyerek gerekli ise bir suretini dosya arasına almak, açılan başkaca dava bulunup bulunmadığını araştırmak, dosyada mevcut 18.12.2009 ve 10.05.2010 tarihli ısınmadan kaynaklı hava kirliliği denetim tutanaklarında isimleri bulunan denetçileri dinleyerek denetim sırasında davacının mı yoksa eşinin mi çalıştığı hususlarında beyanlarını almak, ayrıca dinlenilen tanıklar arasında davacının eşinin çalıştığını beyan eden olur ise bu kişilere özellikle davacının eşinin gözündeki özürün kapıcı olarak çalışmasını etkileyip etkilemediğini sormak, davacının çalıştığını beyan eden tanıklara da davacının gün içerisindeki çalışmalarını detaylı olarak sorarak, çalışmanın kapsamını belirlemek ve gerekiyor ise part-time çalışmayı da değerlendirerek toplanan deliller ışığında varılcak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 06/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.