Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/8497 E. 2014/24529 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8497
KARAR NO : 2014/24529
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2012/333-2014/281

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/06/1981 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmişse de eksik inceleme neticesinde varılan sonuç hatalı olmuştur.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 108’inci maddesinde sigortalılık süresi düzenlenmiş olup, sigortalı statüsünde bulunmayan bir kimsenin sigortalılık süresinden söz edilemez. Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2’nci maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6’ncı maddesi gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı, devredilemez niteliği gereğince bu tür davalar kamu düzenine ilişkin olup, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Yöntemince düzenlenip yasal süresinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösteren yazılı kanıt niteliğinde ise de, eylemli çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından kuşkusuz tek başına yeterli kabul edilemez. 506 sayılı Kanunun 2, 6 ve 108’inci maddelerindeki düzenlemelerde de belirtildiği gibi, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur ve fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde dahi sigortalılık söz konusu olamayacağı gibi, bu kapsamda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalıdır.
Dosya içeriğinden; davalı işveren adına tescilli Ağrı cezaevi işyerinde 1.6.1981 tarihinde işe başladığına ilişkin davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesinin 26.7.1981 tarihinde davalı Kuruma verildiği, davalı işyerinin 1.8.1978 tarihinde Yasa kapsamına alındığı ve 1978/4. döneme ait dönem bordrosunun verildiği, başkaca verilmiş bordronun bulunmadığı, işyeri çalışanı olduğunu ifade eden A.. N..’ın dinlendiği ancak hizmet cetveli alınmadığından işyeri çalışanı olup olmadığının tespit edilemediği, bozma sonrası ilgili C.Başsavcılığı cezaevinde nizalı dönemde çalışanlara ilişkin bilgi olmadığını belirtmiş, Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen tutanak içeriğinden ise, yapılan araştırmada işyerinin çevresinin boş arazi olup, komşu işyeri olmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, bilgisine başvurulan tanığın hizmet cetveli getirilerek nizalı dönemde davalı işyerinde çalışmasının olup olmadığı belirlenmeli ve davalı işveren tarafından verilen 1978/4 dönem bordrosunda ismi geçen sigortalıların beyanlarına başvurulmalı, bu tanıkların beyanları ile yetinilmediği takdirde davacının göstereceği tanıklar dinlenilmeli ve giderek işe giriş bildirgesinin altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı tespit edilip, davacıya ait sigorta sicil numarasının 1981 yılı serilerinden olup olmadığı hususları da sorulup, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde araştırılarak elde edilen bilgi ve belgelerin tanık anlatımlarında belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenip sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.