Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/8215 E. 2014/17488 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8215
KARAR NO : 2014/17488
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 17. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2010/766-2013/658

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan L.. A.. vekili tarafından temyiz duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı L.. İnşaat San Tic AŞ vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 26.01.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının eşi ve çocuklarının maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı çocuklardan Tacettin’in kazadan önce ölmüş bulunması, Yaşar’ın maddi zararının ise sigorta tahsisleri ile karşılanmış bulunması nedeniyle davalarının reddine, davacı eş ile diğer çocuklar bakımından ise maddi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde aleyhine hüküm kurulan davalılardan L.. İnşaat San Tic AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin bir kısım davacıların maddi tazminat ilişkin davasının reddine ilişkin kararı isabetlidir. Davacı eş ile diğer çocuklar bakımından ise maddi tazminatın hesabında esas alınacak ücretin belirlenmesinde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Kusurun aidiyeti ve oranı ile sigortalının ölümünün iş kazası sonucu gerçekleştiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesinde esas alınacak ücrete ilişkindir. İş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Davacının vasıflı işçi olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden belli olmaktadır. İş yeri kayıtlarındaki ücreti ise asgari ücret düzeyindedir. Öte yandan vasıflı işçinin asgari ücretle ya da bu civarda bir ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği açıktır. Bu nedenle yerel mahkemece, davacın asgari ücretin üzerinde bir ücret ile çalışacağının kabulü ile olay tarihinde davacının emsali işçilerin ücretinin araştırılmasına gidilmesi isabetlidir. Ancak işin yapıldığı yer ve işyeri Giresun’dadır. Hal böyle olunca Ankara İnşaat Sanatkârları Esnaf Odası’nın bildirdiği ücretlerin, Giresun’daki iş ve işyerindeki çalışmalar için emsal olarak değerlendirilemeyeceği açıktır.
Yapılacak iş, davacı işçinin, tecrübeli bir kompresör operatörü olduğu ve bu nitelikteki bir işçinin asgari ücretle çalışmayacağı kabul edilerek, ilgili meslek kuruluşundan, Devlet İstatistik Enstitüsü’nden ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretle hak sahiplerinin tazminatını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmını indirmek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Öte yandan işverenlikçe maddi tazminatlara karşılık davacılara yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki verilere göre zararı karşılaması oranında güncel verilere yapılan tazminattan indirime gidilmesi yoluyla hak sahiplerinin maddi tazminatının belirlenmesi, yöntem olarak doğru olup Dairemiz uygulamaları da bu doğrultudadır. Ne var ki mahkemece 31.01.2005 tarihli ibraname ile maddi tazminat için ödendiği bildirilen 45.000,00-TL dikkate alınmak suretiyle sonuca gidildiği görülmektedir. Oysa davalı 104.000,00-TL ödeme yapıldığına ilişkin 31.01.2005 tarihli dekont sunmak suretiyle ödemenin daha fazla olduğunu belirtmiş ve manevi tazminat karşılık ödenen 5.000,00-TL’nın dışlanarak kalanın maddi tazminatın belirlenmesinde dikkate alınmasını talep etmiştir. Yapılan ödemenin maddi tazminata ilişkin ve ifa amaçlı olduğunun belirlenmesi durumunda hak sahiplerinin tazminatlarından yöntemince indiriminin gerektiği açıktır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle tazminat hesabında esas alınacak ücretin belirlenmesinde hataya düşülerek ve davalı tarafça yapıldığı ileri sürülen ödemenin nedeni araştırılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı L..İnşaat San.Tic.A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan L.. İnşaat San.Tic.A.Ş.’ne iadesine, 16/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.