Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/8153 E. 2014/10801 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8153
KARAR NO : 2014/10801
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2011/491-2013/114

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine
2-Davacı, davalıya ait tuğla-kiremit fabrikasında 1996-2011 yılları arasında çalıştığı halde 1996-05.05.2004 tarihleri arasındaki çalışmalarının bildirilmediğini, SGK’na eksik bildirilen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı üzerine davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Anılan maddede; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde Mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür. Somut olayda davacı 1996 yılından itibaren hizmet tespiti talep etmekte ise de, davacının 01.02.2000-16.01.2001 ve 17.04.2001-31.08.2001 tarihleri arasında dava dışı işyerinde çalışması bulunduğundan davalı işveren nezdindeki çalışmasının kesintiye uğradığı; davalı işveren tarafından çalışmalarının SGK’na 05.05.2004 tarihinden itibaren 07.05.2011 tarihine kadar bildirildiği, bu durumda davacının 01.09.2001 tarihinden önceki döneme ait çalışmalarının hak düşürücü süreye uğradığı ve mahkemece 1996-01.09.2001 tarihleri arasındaki dönem yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu açıktır.
01.09.2001-05.05.2004 tarihleri arasında geçen ve SSK’na eksik bildirilen çalışmalarının tesbiti talebine gelince; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olayda davaya konu çalışmanın geçtiği işyerinin tuğla ve kiremit fabrikası olduğu ve davacı çalışmalarının da 05.05.2004-07.05.2011 tarihleri arasında SGK’na kısmi olarak bildirildiği, davacının mevsimlik olarak çalıştığı, mevsimlik işlerde, iş akdinin, çalışılmayan dönemlerde askıda olması nedeniyle çalışmanın kesintiye uğramayacağı ve hak düşürücü sürenin de işlemeyeceği, davacının 01.09.2001-05.05.2011 tarihleri arasındaki çalışma iddiasının fiili, gerçek ve kesintisiz (blok) olduğu kanıtlanırsa davanın bu dönem yönünden kabulü gerekeceği tartışmasızdır.
Yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar ve davacının çalışmasını doğrulayan tanık anlatımları dikkate alınarak, 01.09.2001-05.05.2004 tarihleri arasındaki döneme ilişkin hizmet tespiti talebinin hak düşürücü süreye uğramadığı da esas alınarak, anılan döneme ilişkin istem hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümüyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.