Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/8005 E. 2014/10631 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8005
KARAR NO : 2014/10631
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Samsun 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2010/167-2010/167

Davacı Kurum, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar, araçlar, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine borcuna yetecek miktar tutarında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R
Davacı, davalı işverene ait işyerinde çalışmakta iken iş kazasına maruz kalan Uygun Harar isimli sigortalıya, mezkur kaza nedeniyle sarfedilen 13.682,60 TL hastane masrafı ile bu kişiye ödenen 7.194,03 TL. işgöremezlik ödeneği ve 85.790,97 TL. peşin sermaye değeri olmak üzere toplam 106.667,60 TL’nin yasal faizi ile ödenmesini, ayrıca 12.03.2014 tarihli dilekçesi ile iş bu davada; müddeabihin faizi ile birlikte yüksek olması, Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda davalının kusurlu çıkması, alacağın karşılıksız kalmaması ve dava sonunda infazının sağlanabilmesi amacıyla, İcra ve İflas Kanununun 257. ve devamı maddeleri uyarınca, davalı adına kayıtlı taşınmazlar, araçlar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile Samsun 5. İcra Müdürlüğünün 2013/3331 Esas sayılı dosyasındaki tüm hak ve alacalarının üzerine davacının borcuna yetecek miktarı tutarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Yerel Mahkemece, davalının ileride telafisi imkânsız hale gelecek şekilde mal kaçırdığına dair herhangi bir delil bulunmadığından, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin HMK’nın 389. uyarınca reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir.
İhtiyati haciz, geçici hukuki koruma olarak İcra ve İflas Kanununun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 257. maddesi, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.” şeklindedir.
Görüldüğü gibi, İcra ve İflas Kanununun 257/1. maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda, haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği, olayın iş kazası olduğu, davalı Kurumun bu iş kazasına bağlı olarak yaralanan sigortalıya çeşitli ödemeler yaptığı, yaptığı ödemeleri kusuru oranında işverenden talep edebileceği tartışmasızdır. Uyuşmazlık, davacının kusur durumuna göre bu zararın ne kadarından sorumlu olacağı noktasındadır.
Kurumun yaralanan sigortalıya ödemeleri yapması üzerine, ödemenin yapıldığı tarih itibariyle alacağı muaccel hale gelir. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir talebinin incelenmesi gerekirken, yerel mahkemece, davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşullarının tartışılması ve yine ihtiyati haczin İcra ve İflas Kanununun 257/2. fıkrasında aranan koşullar bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, 13/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.