Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7999 E. 2014/10137 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7999
KARAR NO : 2014/10137
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : Denizli 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2012/433-2013/603

Davacı, icra takibinden dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının prim borcundan dolayı davalı Kurumca çıkartılan ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının ortağı olduğu B. Tekstil San ve Tic AŞ’nin borçlarından dolayı iflasın ertelenmesi davasında 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takiplerin durması gerektiği, hiç bir takip yapılamayacağı ve takip edilen borcun mahkemenin verdiği karar ve ihtiyati tedbir kararının kapsadığı süre içinde kaldığı gerekçesi ile davalı Kurumca çıkartılan 2012/26866 takip sayılı takibin iptaline karar verilmiştir.
Yapılan incelemede, davacıya B.Tekstim San ve Tic AŞ’nin prim borçlarından ötürü 2012/26866 takip sayılı ödeme emri çıkartıldığı, 10.10.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın süresinde açıldığı, Honaz Asliye Hukuk(Ticaret) Mahkemesinin 2006/470 Esas sayılı kararı ile davacının ortağı olduğu B. Tekstil San ve Tic AŞ hakkında 23.8.2006 tarihi itibari ile ihtiyati tedbir kararı verildiği, aynı mahkemeninin 2006/469 Esas, 2006/216 Karar sayılı kararı ile de Tü. Tekstil San ve Tic AŞ hakkında 4.10.2006 tarihinden itibaren TTK’nun 324 ve İİK’nun 179. maddelerine göre iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine, başlamış olan takiplerin durdurulmasına karar verildiği, B. Tekstil San ve Tic AŞ ve T. Tekstil San ve Tic AŞ arasındaki bağlantı ortaya konulmadığı gibi, ödeme emrine konu borcun kapsadığı dönem itibari ile davacının B. Tekstil San ve Tic AŞ ‘deki göreve, temsil ve ilzama yetkisinin olup olmadığı hususlarının araştırılmadığı görülmüştür.
Davanın yasal dayanağını, 506 sayılı Kanunun 80/13. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi oluşturmaktadır.
506 sayılı Kanunun 80/13. maddesi hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmemesinden işverenle birlikte sorumlu tutulabilmesi için primlerin tahakkuk ve tediyesinde yetkili üst düzey yönetici olması zorunludur.01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde ise; “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” denilmekte olup, yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz bir kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları yönünden 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi, bu tarihten sonraki borçlar yönünden ise 5510 sayılı Yasa’nın 88/20 maddesinin değerlendirilmemesi isabetsiz olmuştur.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde; açıkça, haklı sebepler olmaksızın deyimine de ver verilmiştir. Yönetim kurulu üyeleri tarafından primlerin ödenememesi haklı bir neden sonucu ise, prim borcundan ötürü şahsen sorumlu tutulamazlar. Diğer bir anlatımla şirketin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan yönetim kurulu üyeleri, borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilirler ve haklı nedenin varlığı halinde, prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamazlar.
Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda, 5510 sayılı Kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken; diğer yasalardaki düzenlemelerden yararlanılmalı ve bilhassa Sosyal Güvenlik ilkeleri göz önünde tutulmalıdır.
Öte yandan; iflasın ertelenmesi, İcra ve İflas Yasasının 79’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, “borca batık durumda olan (aktifi pasifini karşılamayan) bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında, Ticaret Mahkemesi’nce iflas kararı verilmeyerek, önerilen iyileştirme projesi çerçevesinde borca batık durumdan kurtulmalarını sağlayan ve iflaslarını önleyen bir kurum”dur. Anılan Yasanın 179/b,I maddesi uyarınca, erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Bu sonuç yasadan doğduğundan, mahkemenin kararında ayrıca belirtmesine gerek olmadan ve ilan edilmese dahi gerçekleşir.
Bu bağlamda; İcra ve İflas Yasasının 179’uncu maddesi uyarınca iflasının ertelenmesine karar verilen ve malvarlığının korunması için gerekli tedbirler alınan şirketten, anılan Yasanın 179/b maddesindeki “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz…” düzenlemesi uyarınca primler tahsil edilemeyecektir. Söz konusu tahsil imkânsızlığı, doğrudan Kanundan doğduğundan, yönetim kurulu üyeleri yönünden, 5510 sayılı Yasanın 88’inci maddesinde yer alan “haklı sebep” kavramı kapsamında kabul edilebilecektir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 1. fıkrasında; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.” Hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi takip eden ayın sonu olarak belirlemiştir. Bu madde çerçevesinde, erteleme sürecinden öncesine ilişkin prim borçları yönünden, borcun ait olduğu ayı takip eden ay sonu itibariyle tahakkuk ve tediye, dolayısıyla da müteselsil sorumluluk gerçekleştiğinden sonradan şirket yönünden verilen iflasın ertelenmesi kararı üst düzey yöneticinin sorumluluğunu etkilemeyecektir. Bir başka deyişle; iflasın ertelenmesi süreci öncesine ait prim borçları için şirketin iflasının ertelenmesi, üst düzey yönetici yönünden haklı neden oluşturmayacaktır.
Mahkemece, 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında davacının 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi gereğince sorumlu olacağı, ancak haklı sebebin değerlendirilmesi gereği gözetilmeli, dava dışı B. Tekstil San ve Tic AŞ yönünden ihtiyati tedbir, T.Tekstil San ve Tic AŞ yönünden ise iflasın ertelenmesine karar verildiği anlaşıldığından bu dosyalar celbedilmeli, ertelenmesi süreci öncesine ait prim borçları için şirketin iflasının ertelenmesinin, üst düzey yönetici yönünden haklı neden oluşturmayacağı gözönünde tutulmalı, tüm deliller toplandıktan varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.