Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7876 E. 2014/25977 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7876
KARAR NO : 2014/25977
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2014
NUMARASI : 2013/303-2014/47

Davacı, 01/11/1985-01/05/2008 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının ve davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/11/1985-01/05/2008 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01/04/1995-01/05/2008 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağkur sigortalısı olarak tespit ve tesciline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı Kurumca davacının 01/11/1985 tarihinden itibaren resen Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ancak daha sonra 01/01/1985-31/12/1996 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı bulunduğu gerekçesiyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği, prim kesintileri nedeniyle 01/04/1995 tarihi itibariyle yeniden tescil edildiği, 5 yıldan fazla prim borcu bulunduğundan sigortalılığının 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesi gereğince 01/07/1999 tarihi itibariyle durdurulduğu, 1980 yılından itibaren kooperatif , 16/12/1998 tarihinden itibaren ziraat odası kaydının bulunduğu, tanık beyanlarından davacının 1979 yılından beri tarımla uğraştığı anlaşılmaktadır.
Mülga 2926 sayılı Yasa’nın 2.maddesinin 1.fıkrasına göre ” Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.” Yasa’nın 3.maddesinin ( b ) bendine göre tarımsal faaliyette bulunanlar tabiri; kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanları ifade etmektedir.
Öte yandan 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık zorunlu olup bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz. Yasa’nın 2.maddesine göre sigortalı sayılanların, sigortalı hak ve yükümlülüğünü ortadan kaldırmak amacıyla Kuruma sundukları dilekçe ve belgelere hukuki değer verilemez. Zorunlu sigortalılığın, isteğe bağlı sigortalılık ile çakışması durumunda asıl olanın zorunlu sigortalılık olduğu Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, davacının eski tescilli olup ihtilaf konusu dönemde tarımsal faaliyetine devam ettiği anlaşıldığından ve 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık zorunlu sigortalılık olup, isteğe bağlı sigortalılık ile çakışması durumunda asıl olanın zorunlu sigortalılık olduğu göz önüne alınmadan davacının 01/11/1985-01/04/1995 tarihleri arasındaki talebinin reddi hatalı olmuştur. Öte yandan, davacı 01/04/1995 tarihi itibariyle tescilli olduğundan 01/04/1995-01/05/2008 tarihleri arasındaki talebi yönünden hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.