Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7751 E. 2014/16738 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7751
KARAR NO : 2014/16738
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2011/840-2014/125

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava 10.04.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının, davalı şirket tarafından çalışmak üzere yurt dışına götürüldüğüne ilişkin delil olmadığı gibi davacı ile davalı şirket arasında hizmet akdinin bulunmadığı ve olayın iş kazası olduğuna ilişkin bir tespitin olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının çalışmak üzere götürüldüğü İran’da kaza geçirerek yaralandığı, İran’da ki çalışmanın anılan ülke yasalarına göre kurulduğu anlaşılan dava dışı K.. ve E.. P.. şirketine ait işyerinde geçtiği ve bu şirketin Türkiye’den eleman ihtiyacını karşılamak için, davalı şirketin internet adresi ile telefon numaralarını irtibat adresi olarak kullandığı, İran’da kurulu bulunan şirketin temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkan ve üyesinin aynı zamanda davalı şirkette de yönetim kurulu üyesi oldukları, bu ikisinden birinin imzası ve onayı olmaksızın şirketin sorumluluğunu gerektiren bir işlemin yapılmasının söz konusu bulunmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık öncelikle davacının yurt dışına çalışmak üzere davalı şirket tarafından götürülüp götürülmediği giderek davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisinin bulunup bulunmadığına ilişkindir. Mahkemece hizmet ilişkisinin bulunmadığı kabul edilmiş ise de varılan bu sonuç hatalı olmuştur. Davalı şirketin İran’da yapılmakta olan inşaat ihalelerine katılabilmek ve anılan ülkede iş yapabilmek için bu ülke yasalarına uygun olarak kurulduğu anlaşılan K.. ve E.. P.. şirketi ile organik bağ içerisinde bulunduğu, yurt dışında çalışacak işçilerin davalı şirket tarafından toplanarak götürüldüğü, davacı ile davalı arasında hizmet akdinin varlığının kabulünün gerektiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerle tanık anlatımlarından açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca hizmet ilişkisinin varlığının kabul edilerek, deliller toplanarak oluşacak sonuca göre tazminat istemi hakkında bir karar verilmek gerekirken hizmet akdinin bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Kaldı ki davacı ile davalı arasında hizmet akdi söz konusu değilse iş mahkemesinin dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevli olmadığı da ortadadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09/09/2014 gününde oybirliğiyle karar ver