Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7688 E. 2014/25115 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7688
KARAR NO : 2014/25115
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : İzmir 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2014
NUMARASI : 2013/136-2014/106

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Ekim 2002-05/11/2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Ekim/2002-05/11/2011 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01.10.2002- 05.11.2011 tarihleri arısı 3027 gün asgari ücretle çalıştığına, 693 gününün Kuruma bildirildiğine, 2334 gününün ise bildirilmediği nin tespitine, tarımsal faaliyette bulunmadığı 01.01.2008 ile 16.12.2009 devresi tarım Bağ – Kur sigortalılığının iptaline karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, işyerinin ayakkabı imalathanesi olup, Ekim/1997 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacı adına 16/07/2009 ve 09/07/2011 tarihli işe giriş bildirgelerinin davalı işveren tarafından Kuruma internet ortamında verildiği, 24/03/2009-28/12/2011 tarihleri arası kısmi bildirim yapıldığı, 2002-2011 yılları arası dönem bordrolarının getirtildiği, davalı işveren cevap dilekçesinde davacının 2002-2011 yılları arası yaz ve kış sezonu olarak aralıklı çalıştığını belirttiği, davacı tarafından gösterilen tanıkların davacının kesintisiz çalıştığını, davalı tanıkları ise, mevsimlik çalışma olduğunu beyan ettikleri, yine davacının 01/01/2008-16/12/2009 tarihleri arası dönemde Sakarya ili Akyazı ilçesine kayıtlı 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının olduğu, 2008/1-2009/12.aylar arası düzenli prim ödemesi yaptığı, 2007-2009 yılları arası ziraat odasına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmeden, bordro tanıkları resen tespit edilip dinlenmeden ve davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıtlı olduğu dönemde tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş,öncelikle dosyadaki dönem bordrolarından uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, tanık beyanları arasındaki çelişkileri gidirmek, gerekirse Kurum, belediye, vergi dairesi ve kolluk aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıtlı olduğu dönemde tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığının tespiti için kayıtlı olduğu ilgili yerdeki dönemin muhtar aza ve yeterli bilgiye sahip kişileri tanık olarak dinlemek ve kolluk aracılığıyla ayrıntılı araştırma yaptırılıp, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde bulundurulup araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.