Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7638 E. 2014/14883 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7638
KARAR NO : 2014/14883
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Denizli 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2014
NUMARASI : 2011/342-2014/52

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 11.06.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %0,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının %100 oranındaki kusurlu eylemi ile kazaya neden olduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin davalı işyerinde elektrik tesisat işletme bakım baş teknisyeni olarak çalıştığı, olay günü sokak lambalarının arızalı fotosellerinin değişimi sonrası bıçaklı sigortayı yerine takıp oturması için elindeki pense ile ittirirken pensenin kayarak faza teması ile sitemin enerjili olması nedeniyle meydana gelen patlamada sağ elinin üstünün yandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
Olayla ilgili olarak, yargılama sırasında düzenlenen 27.05.2013 günlü raporda zararlandırıcı olayda kazalının % 100 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. Davacı vekilince bu rapora yapılan itiraz üzerine düzenlenen 05.09.2013 tarihli kusur bilirkişi raporunda ise kazada %60 oranında işverenin % 40 oranında ise kazalının kusurlu bulundukları belirtilerek kusur dağılımına gidilmiş ve bu rapora da davalı vekilince itiraz edilmiştir.
Mahkemece kazalıya %100 oranında kusur veren 27.05.2013 günlü kusur bilirkişi raporu hükme esas alınmışsa da varılan bu sonuç hatalı olmuştur. Hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, bilirkişiler olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle olayın oluş biçimine göre, işverenin alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenerek kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca 27.05.2013 günlü kusur raporunun olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Mahkemece somut olaya uygun düşen ve çelişki giderici nitelikteki ve işverene %60, işçiye %40 oranında kusur veren 05.09.2013 günlü kusur bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerekirken, inandırıcı güç ve nitelikte bulunmayan ve somut olaya uygun düşmeyen kusur bilirkişi raporunun hükme dayanak alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; davacının vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu, zararlandırıcı sigorta olayı sonucunda sürekli iş göremezliğe yol açar boyutta olmasa da sağlam insana göre, üzüntü ve elem duyacağı, ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğunun da cismani zarar kavramına dahil bulunduğu ve 05.09.2013 günlü kusur bilirkişi raporundaki kusur dağılımı dikkate alınarak uygun manevi tazminat tayin edilmekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.