Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7285 E. 2014/15699 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7285
KARAR NO : 2014/15699
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2008/440-2014/153

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Uyuşmazlık, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin davalar ile işçilik alacaklarından olan ücret alacağı istemine ilişkin davaların yargılamasının bir arada görülüp görülmeyeceği noktasındadır.
H.M.K.’nın 167. Maddesi uyarınca yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına, davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı yasanın 30. maddesinde hakimin Mahkemenin yargılamayı, mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında, sürekli iş göremezlik derecesi, tarafların kusur oranları ve kaçınılmazlık durumu, husule gelen elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu paranın satın alma gücü, özellikle 26/06/1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriği ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimi, hak ve nesafet kuralları esas alınır.
İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa’dan kaynaklanmaktadır. İşçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının türüne göre manevi tazminat davasındaki kıstaslardan farklı kıstaslara dayanan ayrı bir hesap yapılması gerekir. Bu durumda; her iki dava için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar birbirinden tamamen farklıdır. Her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri doğru görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07/02/2007 tarihli kararı da bu yöndedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; her iki davayı ayırmak ve yargılamayı birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmaktan ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 30.06.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.