YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7214
KARAR NO : 2014/9975
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2013/12-2014/126
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, 18.150,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının sürekli iş görmezlik oranının % 7 olduğu, hükme esas bilirkişi kusur raporunda davacı sigortalının % 40 oranında müterafik kusuru bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece verilen 26.07.2011 tarihli ilk hükümde 14.04.2011 tarihli hesap raporunda tespit edilen maddi tazminat tutarı olan 18.155,88 TL’den davacının talebi gibi 18.150,00 TL maddi tazminata karar verildiği, iş bu kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 12.11.2012 tarihli ilamı ile davacının tüm davalının sair temyiz itirazlarının reddine, maddi tazminat hesabında geçici iş göremezlik dönemi ve sürekli iş göremezlik dönemine ilişkin toplam zarar miktarı belirlendikten sonra Kurumca davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin tenzil edilerek sonuca gidilmesi gerektiği için bozulmasına karar verildiği, bozma ilamından sonra alınan 13.08.2013 tarihli ek hesap raporunda asgari ücret değişiklikleri nedeniyle yeniden yapılan hesaplama sonucu 19.232,73 TL ve bozma ilamından önce alınan 14.04.2011 tarihli bilirkişi hesap raporunda tespit edilen maddi zarar miktarından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin tenzil edilmesi sonucu bakiye 15.676,68 TL maddi zararı bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece asgari ücret değişiklikleri nedeniyle yapılan hesaplamanın hükme esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Yapılacak iş; 26.07.2011 tarihli hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilerek oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak, bozma ilamından sonra alınan 13.08.2013 tarihli bilirkişi ek hesap raporunda bozma ilamından önce alınan 14.04.2011 tarihli hesap raporunda tespit edilen maddi zarar miktarından Kurumca davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin tenzil edilmesi sonucu tespit edilen maddi zarar miktarının hükme esas alınarak sonuca gidilmesnden ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.